deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Prof. Dr.Doğan Erol
Köşe Yazarı
Prof. Dr.Doğan Erol
 

ÖZGÜVEN ve Yabancı DİL

Bugünkü yazımızda, ÖZGÜVEN duygusunun yabancı dil konuşma üzerideki etkilerine değineceğiz. Hep söylenir ya, iyi bir iş edinebilmek için“en az bir yabancı dil bilmelisin” diye. CV hazırlarken veya iş başvurularında karşımıza çıkan yabancı dil düzeyi sorusunun karşılığı olarak “iyi, “orta”, “az” seçeneklerinden birini işaretleriz. İyi seçeneğini işaretleyen bir kişinin yabancı dili ne anlamda iyi? Örneğin ÜDS’den, KPDS’den veya benzeri sınavlardan yüksek not almış bir kişinin yabancı dili iyi midir? Görüşüme göre iyi olabilir, tabii yüksek olasılıkla. Konuyu biraz daha açmak gerekirse; teorik olarak yabancı dili çok iyi öğrenmiş bir kişi testlerde çok başarılı da olabilir. Bu kişi yabancı dil testinde iyidir diyebiliriz. Ancak her konuda olduğu gibi teoriyi pratiğe aktaramamışsa, kâğıt üzerinde iyi bilmesine rağmen konuşamaz, hatta anlayamaz bile. Bu durumda ne diyeceğiz, okuma, yazma iyi, anlama, konuşma kötü mü? Aslında kişi, aldığı nota göre ne kadar iyi bilirse bilsin, eğer yabancı dili konuşamıyorsa, karşısındakini anlayamıyorsa bence bu kişinin yabancı dili iyidir denmemeli. Bakıyorsunuz dil testinden çok başarılı olmuş öğrenci bir gezi boyunca sus pus, ama testten düşük almış bir başka öğrenci kendine olan özgüveni sayesinde bir yabancı ile konuşarak anlaşabilmek için adeta “dilin kafasını gözünü yararak” konuşmaya çalışıyor ve çoğu zaman da anlaşabiliyor. Aslında kritik sözcük, son cümlenin içinde gizli: “özgüven”. Kendine güvenen insan tüm zorlukların üstesinden gelme gücünü kendinde hisseder ve kolay kolay başarısızlığı yaşamaz. Özgüvene sahip birey olmak ise uzun emek ister. Bugün karar verdim, yarından itibaren özgüvene sahip birey olacağım demekle de olunmuyor. Özgüvene sahip birey olmanın yolunun dünyaya gelişimizden itibaren ailemizin, eğitim kurumlarının ve özellikle kendimizin yaklaşımlarından geçtiğini düşünüyorum. Sürekli çocuklarının başında bekçi gibi bekleyen, onu koruduğunu zaneden ve çocuklarının yapması gerekenleri kendileri yapan aileler, test çözme mantığı üzerine kurgulanmış eğitim kurumları veya anti-sosyal bir neslin özgüvenli bireyler olması zor gibi. Aileler çocuklarına aklı ermeye başladığı andan itibaren “sen bunu kendi başına başarırsın, sana güveniyoruz” duygusunu vermelidir. Eğitim kurumları ise öğrencilerine, anlatımları daha basit ve uygulamaya dayandırarak, olaylar ne, neden, niçin sorularının cevaplarını alacak şekilde yaklaşabilmeyi öğreterek, bunun için yorum yapma yetisi kazandırarak özgüvenli bireyler yetiştirebilir. Bireyler ise sürekli kendisine yatırım yapmalıdır, yani ekip çalışmalarında yer almalı, öğrenci iken etkinliklerde sorumluluk almalıdır. En azından bu önerilenler, özgüvene sahip bireyler olmak açısından önem arz etmektedir. Aslında yabancı biri ile karşılaştığımızda korkmasak, yarım yamalak da olsa bildiğimiz üç  beş sözcükle konuşmaya çalışsak, anlamaya çalışsak kısa zamanda konuşma ve anlamada ne kadar ilerlediğimizi göreceğiz. Üniversiteden mezun olduğumuzda ve sonrasında ne kadar yabancı dil biliyorsun sorulunca; kötü demek yerine belki de daha işimize geldiği için “iyi sayılmaz” diyorduk. Aslında yabancı dil seviyemizin ne olduğunu anlama ve konuşma anlamında test edecek imkânımız da pek olmamıştı, ya da çok sınırlı olmuştu. Yabancı dil bilmiyorum, konuşamıyorum, anlamıyorum diye üzüleceğinize; yabancı dil sorununu aşmak için imkânını bulduğumuz her yerde yabancılarla konuşmaya çalışmak özgüven içinde cesur olmak gerekir. Ne demişler; anlatmak istediğin şey ancak karşındakinin anladığı kadardır.Bilmiyorum ne kadar anlatabildim? Yüzünüzden gülümseme, bedeninizden sağlık, kalbinizden sevgi, cebinizden para, hayatınızdan başarı, çevrenizden itibar,  ömrünüzden neşe ve huzur hiç eksik olmasın. Sevdiklerinizle beraber, sevgi dolu, barışla, hoşgörüyle kalınız.   Prof.Dr.Doğan EROL  24/05/2021
Ekleme Tarihi: 25 Mayıs 2021 - Salı

ÖZGÜVEN ve Yabancı DİL

Bugünkü yazımızda, ÖZGÜVEN duygusunun yabancı dil konuşma üzerideki etkilerine değineceğiz.

Hep söylenir ya, iyi bir iş edinebilmek için“en az bir yabancı dil bilmelisin” diye. CV hazırlarken veya iş başvurularında karşımıza çıkan yabancı dil düzeyi sorusunun karşılığı olarak “iyi, “orta”, “az” seçeneklerinden birini işaretleriz. İyi seçeneğini işaretleyen bir kişinin yabancı dili ne anlamda iyi? Örneğin ÜDS’den, KPDS’den veya benzeri sınavlardan yüksek not almış bir kişinin yabancı dili iyi midir? Görüşüme göre iyi olabilir, tabii yüksek olasılıkla. Konuyu biraz daha açmak gerekirse; teorik olarak yabancı dili çok iyi öğrenmiş bir kişi testlerde çok başarılı da olabilir. Bu kişi yabancı dil testinde iyidir diyebiliriz. Ancak her konuda olduğu gibi teoriyi pratiğe aktaramamışsa, kâğıt üzerinde iyi bilmesine rağmen konuşamaz, hatta anlayamaz bile. Bu durumda ne diyeceğiz, okuma, yazma iyi, anlama, konuşma kötü mü?

Aslında kişi, aldığı nota göre ne kadar iyi bilirse bilsin, eğer yabancı dili konuşamıyorsa, karşısındakini anlayamıyorsa bence bu kişinin yabancı dili iyidir denmemeli. Bakıyorsunuz dil testinden çok başarılı olmuş öğrenci bir gezi boyunca sus pus, ama testten düşük almış bir başka öğrenci kendine olan özgüveni sayesinde bir yabancı ile konuşarak anlaşabilmek için adeta “dilin kafasını gözünü yararak” konuşmaya çalışıyor ve çoğu zaman da anlaşabiliyor.

Aslında kritik sözcük, son cümlenin içinde gizli: “özgüven”. Kendine güvenen insan tüm zorlukların üstesinden gelme gücünü kendinde hisseder ve kolay kolay başarısızlığı yaşamaz. Özgüvene sahip birey olmak ise uzun emek ister. Bugün karar verdim, yarından itibaren özgüvene sahip birey olacağım demekle de olunmuyor. Özgüvene sahip birey olmanın yolunun dünyaya gelişimizden itibaren ailemizin, eğitim kurumlarının ve özellikle kendimizin yaklaşımlarından geçtiğini düşünüyorum. Sürekli çocuklarının başında bekçi gibi bekleyen, onu koruduğunu zaneden ve çocuklarının yapması gerekenleri kendileri yapan aileler, test çözme mantığı üzerine kurgulanmış eğitim kurumları veya anti-sosyal bir neslin özgüvenli bireyler olması zor gibi. Aileler çocuklarına aklı ermeye başladığı andan itibaren “sen bunu kendi başına başarırsın, sana güveniyoruz” duygusunu vermelidir. Eğitim kurumları ise öğrencilerine, anlatımları daha basit ve uygulamaya dayandırarak, olaylar ne, neden, niçin sorularının cevaplarını alacak şekilde yaklaşabilmeyi öğreterek, bunun için yorum yapma yetisi kazandırarak özgüvenli bireyler yetiştirebilir. Bireyler ise sürekli kendisine yatırım yapmalıdır, yani ekip çalışmalarında yer almalı, öğrenci iken etkinliklerde sorumluluk almalıdır. En azından bu önerilenler, özgüvene sahip bireyler olmak açısından önem arz etmektedir.

Aslında yabancı biri ile karşılaştığımızda korkmasak, yarım yamalak da olsa bildiğimiz üç  beş sözcükle konuşmaya çalışsak, anlamaya çalışsak kısa zamanda konuşma ve anlamada ne kadar ilerlediğimizi göreceğiz. Üniversiteden mezun olduğumuzda ve sonrasında ne kadar yabancı dil biliyorsun sorulunca; kötü demek yerine belki de daha işimize geldiği için “iyi sayılmaz” diyorduk. Aslında yabancı dil seviyemizin ne olduğunu anlama ve konuşma anlamında test edecek imkânımız da pek olmamıştı, ya da çok sınırlı olmuştu. Yabancı dil bilmiyorum, konuşamıyorum, anlamıyorum diye üzüleceğinize; yabancı dil sorununu aşmak için imkânını bulduğumuz her yerde yabancılarla konuşmaya çalışmak özgüven içinde cesur olmak gerekir.

Ne demişler; anlatmak istediğin şey ancak karşındakinin anladığı kadardır.Bilmiyorum ne kadar anlatabildim?

Yüzünüzden gülümseme, bedeninizden sağlık, kalbinizden sevgi, cebinizden para, hayatınızdan başarı, çevrenizden itibar,  ömrünüzden neşe ve huzur hiç eksik olmasın. Sevdiklerinizle beraber, sevgi dolu, barışla, hoşgörüyle kalınız.

 

Prof.Dr.Doğan EROL  24/05/2021

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.