Bir karar alıp uygularken bizi yöneten duygularımız mı, mantığımız mı? 
Eski bilim adamları duygularımız ile mantığımızı su ve zeytinyağına benzetir ve birbirini etkilemediğini varsayarmış.
İnsan beyni, temelde duygusal bir zihin yönetir. İnsanlar genelde mantıklarından ziyade, duygularıyla hareket ederler. Bu sebeple kendimizi motive ederken de duygularımızdan etkileniriz.     Karşınızdaki kişinin duygularını değiştirmek için ne kadar mantıklı konuşursanız konuşun, onu ikna edemezsiniz. Bir iş yaparken ya da ders çalışırken ne kadar mantıklı kararlar alırsanız alın, duygularınızı yönetemediğiniz sürece süreklilik sağlayamazsınız. Motivasyonunuzu güçlü kılabilmek için duygularınızı yönetmeniz gerekecektir. Duygularınızı yönetebilmeniz için de güçlü nedenlerinizin olması lazım. Özetle, mutlu olabilmeniz için nedenleriniz olmalı ve nedenleriniz, duygularınıza hükmedebilmelidir. Çünkü mantığı devre dışı bırakan iki öncül vardır: duygular ve mutlak irade. Doğru bildiğiniz birçok şeyi uygulamakta zorlanırken yanlış bildiğiniz birçok şeyi tekrar etmeniz de bununla ilgilidir. 
 Zihinsel ve bedensel hareketler, duygularınızı yönetmenize ciddi anlamda fayda sağlar. Özellikle çok sıkıldığınız anlarda yürüyüş yaptığınızda, kitap okuduğunuzda ya da bir film izlediğinizde kendinizi ferahlamış hissedersiniz. Bu da zihinsel ve bedensel hareketlerle yönetebildiğiniz duygularınızın cevabıdır. 
 Belirli bir motivasyon kaynağınız olmadan bir işi yapıyorsanız veya ders çalışıyorsanız bu sürdürülebilir olmadığı gibi bir süre sonra sıkıcı olmaya başlayacaktır. 
 Netice olarak; bir işi yaparken veya ders çalışırken nedenleriniz güçlü ve duygularınızı dönüştürebilecek ölçüde olmalıdır. Bunu sürekli düşünürseniz "motive olmak" becerisini de kazanmış olursunuz.