Ama evimizin planını babam çizmişti.
Yatak odasının penceresi doğuya bakardı; sabah güneşi orada doğar, akşam soframızda batardı.
Ev yapılırken 9 yaşındaydım.
Babam mühendis değildi ama statiğini kendi hesaplamıştı.
Demirlerin nasıl bağlanacağını ustaya tarif etmişti.
Üzerine iki kat daha çıkıldı, kaç deprem geçti; evde bir çatlak bile olmadı.
????İnşaatın ilk günlerinden biriydi.
Beton dökülmüş, ahşap kalıplar sökülüyordu.
Odanın birinde dolaşırken yerdeki çivili tahtayı fark etmedim.
Üzerine bastım.
Çivi, ayak baş parmağımın arasından saplandı.
Canım yanıyordu, az da olsa kanıyordu.
Topallayarak babamın yanına gittim.
Göz ucuyla baktı:
“Çivi paslı mıydı?” dedi.
“Hayır, pırıl pırıldı,” dedim
“Git oraya, işe geçer,” deyip çalışmaya devam etti.
İçimden “Babamda hiç kafa yok,” diye söylenerek çivinin yanına gittim.
Ayağımı delen çivinin üstüne boydan boya işedim.
İşerken hâlâ bunun ne işe yarayacağını düşünüyordum.
????Yıllar sonra bir yerde okudum:
İdrarın içindeki üre, antibakteriyel ve antiviralmiş.
Yani çiviye değil, doğrudan yaraya işemem gerekiyormuş.
Babam yine haklıymış.
????Baba sözleri çoğu zaman öylesine dinlenir.
Ben çocukken o nasihate başladığında, halının desenlerine bakar, konuşmasının bitmesini beklerdim.
Ama babalar...
Mimardır. Mühendistir. Doktordur. Psikologdur.
Yanında zaman geçirebilen, söylediklerine kulak verebilen hep kârdadır.
????Bütün babaların, baba adaylarının ve yüreğinde baba sevgisi taşıyan herkesin Babalar Günü kutlu olsun.
#babam❤️ #babalargünü
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Uluğtürkan
Mimar değildi...
Ama evimizin planını babam çizmişti.
Yatak odasının penceresi doğuya bakardı; sabah güneşi orada doğar, akşam soframızda batardı.
Ev yapılırken 9 yaşındaydım.
Babam mühendis değildi ama statiğini kendi hesaplamıştı.
Demirlerin nasıl bağlanacağını ustaya tarif etmişti.
Üzerine iki kat daha çıkıldı, kaç deprem geçti; evde bir çatlak bile olmadı.
????İnşaatın ilk günlerinden biriydi.
Beton dökülmüş, ahşap kalıplar sökülüyordu.
Odanın birinde dolaşırken yerdeki çivili tahtayı fark etmedim.
Üzerine bastım.
Çivi, ayak baş parmağımın arasından saplandı.
Canım yanıyordu, az da olsa kanıyordu.
Topallayarak babamın yanına gittim.
Göz ucuyla baktı:
“Çivi paslı mıydı?” dedi.
“Hayır, pırıl pırıldı,” dedim
“Git oraya, işe geçer,” deyip çalışmaya devam etti.
İçimden “Babamda hiç kafa yok,” diye söylenerek çivinin yanına gittim.
Ayağımı delen çivinin üstüne boydan boya işedim.
İşerken hâlâ bunun ne işe yarayacağını düşünüyordum.
????Yıllar sonra bir yerde okudum:
İdrarın içindeki üre, antibakteriyel ve antiviralmiş.
Yani çiviye değil, doğrudan yaraya işemem gerekiyormuş.
Babam yine haklıymış.
????Baba sözleri çoğu zaman öylesine dinlenir.
Ben çocukken o nasihate başladığında, halının desenlerine bakar, konuşmasının bitmesini beklerdim.
Ama babalar...
Mimardır. Mühendistir. Doktordur. Psikologdur.
Yanında zaman geçirebilen, söylediklerine kulak verebilen hep kârdadır.
????Bütün babaların, baba adaylarının ve yüreğinde baba sevgisi taşıyan herkesin Babalar Günü kutlu olsun.
#babam❤️ #babalargünü