14 senedir yazıyorum.
Unutmamanın ana formüllerinden biri tekrar etmektir.
Bu prensibe uyarak, eski yazdıklarımdan zamanımıza uygun olanları tekrar elden geçirip sizlere sunmaya çalışıyorum.
Seneler önce arife ve bayram özlü bir yazımı sizlerle günümüze uyarlayarak sizlere sunmak istedim.
İşte bu yazılarımın birinde....
Daha nasıl akıl etmiyoruz?
Daha nasıl düşünmeyerek sorgulamıyoruz?
İnanan insan için elinde ilahi sağlıklı yaşam reçetesi bir kitap var.
Belki diyeceksiniz; yine bu Fuat din tacirliğine soyundu.
İnanın her seferinde söyledim. Yine tekrarlıyorum.
Ne olursan ol. İstersen ateist, istersen pagan. İstersen hindu dinlerinden; her türlü inanca insan olduğun için saygılıyım.
Gelelim yukarda bahsettiğim sağlıklı yaşam reçetemize.
Nasıl doktor yazısı dediğimiz reçeteyi anlayamıyorsak; Arapça okuduğumuz Kuran reçetesinide anlayamayız. Anlamak için mealleri sindire sindire okumalıyız.
Meallerden okuyacağız ama hangi meali?
Yüze yakın Türkçe mealin çoğu, kopyala yapıştır şekle getirilerek suyunu çıkardılar.
Yine de mealleri, anlamını bilmeden Arapça okumakdan daha yararlı olduğuna inananlardanım.
Ne der? Allah kelamı..
Yaratırken kompüterine yüklediğim, akıl, vijdan ve iradeni kullan. Bu reçeteyi günde üç defa tok karnına değil, bu reçeteyi daima kullan.
1- Aklını kullan. Sen ol, toplum olsun aklını kullanmayanların başına çirkef boca ederim der Yaratıcı.
2- Düşün ve sorgula. Hatta Yaratanını bile.
3- Oku. Peki reçetenin ilk emir oku geldiğinde, kitap yok neyi okuyacağız? Hiç düşündünüzmü?
Evet okuyacağız, kainatı, insanı, tabiatı ve reçetemizin ayetlerini.
4- Nefsini, egonu yani kendi çıkarını ön planda tutma.
5- Reçetenin çok yerinde tekrarlanan, aklımıza kazınan yardımlaşma. Reçete diliyle infak.
İstersen, senelerce ibadetlerini aksatmadan yap, ama insan olsun hayvan olsun infaksızsan boşa
nafile ömür sürdün der, bu ilahi reçete.
Ramazan Bayramından sonra ikinci dini Kurban Bayramızı idrak ediyoruz.
Bugün bayramımızın ikinci günü.
Bayram sevinç ve neşe demek.
Nefsinle, egonla mücadele ettiğin yaktirde, bayramlar senin bayramın olacaktır.
Her birimiz yaşamımız boyunca sevinç ve neşe dolu bayramlar yaşadık.
O kadar özlemini çektik, ah! Nerde o eski bayramlar demekden kendimizi alamadık.
O çocukluk günlerimizde..
Bayramlar sanki bizler içindi.
Ne kadar yaşlanırsan yaşlan bizi meydana getiren madde olan cesedimizin içinde bulunan ruhdan ibaretsin.
Bir insan bir alemdir.
Kainatın temelinde madde ve enerji yatar.
Einstein'ın meşhur formülü
E = m x c2
E = Enerji, ruh
m = Madde, ceset
c = Işık hızı, zaman
Işık hızının zamanla ilgisini belki ilk defa duyacaksınız. Hızlandıkça zaman az akar.
İkizler paradoksu. İkizimizin biri dünyada kalsın. Diğeri ışık hızına yakın bir hızla iki senelik bir yola gitsin. Döndüğünde, kendisi iki yaş almış olmasına rağmen dünyadaki ikizi babası, hatta dedesi yaşında olacaktır.
Kâinatta ışık hızını kullanarak zamanla oynayabiliyorsunuz.
Zaman, madde (m) olan vücudumuzu eriterek yaşlandırır, ölüme sürükler.
ama zamanın ruhumuza (c) etkisi yoktur.
Ruhumuz daima gençtir, diridir.
Bayramlarımızın bizlere en büyük mirası genç kalan ruhun komutasında olan vücudumuza, enerji enjekte etmesidir.
Bu günlerin kıymetini bilenlerden olalım.
Geçmiş geçti gitti. Gelecek kim bilecek?
Ama şimdi var. Şimdiyi yaşıyoruz.
Önemli olan şimdiki bayramımızı bayram tadında geçirmek.
Bayramlarımızı bayram tadında geçirmek istiyorsak; işimiz düştüğünde, çıkarımız için, egomuz için zaman zaman aradığımız eş, dost, akraba ve yakınlarımızı hiç olmassa bu bayram arayıp hal hatır sormalıyız.
Sevmiyorum internette basma kalıp, bir tuşa basarak tembelliğimizle kopyala yapıştır bayram kutlama mesajlarınızı.
Belki bir daha sesini duyamayacağınız sevdiklerinizi ziyaret ederek; uzaklardaysalar bir telefonla bayramlarını kutlamak çok zor olmamalı?
İhtiyaç sahiplerinin ihtiyacını bayramımıza bayram katarak gidermeye çalışmak istemezmisiniz?
İşte o zaman eski bayram özlemini bu bayramda gidermiş oluruz.
Bayramı bayram yapmanın ilk adımı, o bayramın neyi temsil ettiğini öğrenmekten geçer. Mesela Kurban Bayramı'nın paylaşma, sabır, adanmışlık; Ramazan Bayramı'nın affetme, birlik ve maneviyat gibi derin anlamlarını öğrenmek, onları sahiplenmeyi kolaylaştırır. Sadece "İyi bayramlar, bayramınız kutlu olsun" demekle kalmayıp; o bayramın ruhuna uygun bir etkinliğe, bir sofraya, bir ziyarete eşlik etmek, birliği güçlendirir. Dini bayramların çoğunda paylaşma vardır: et, ekmek, sevgi, zaman, ziyaret, helallik… Bunlara ortak olmak, dini kimliğiniz ne olursa olsun sizi o bayramın bir parçası yapar. Örneğin Kurban Bayramı'nda kurban etinin bir kısmı ihtiyaç sahiplerine dağıtarak yardım etmek, bayramımıza bayram katmanın bir yoludur.
Bayramlar sadece dini ritüeller değildir; ortak insani değerlerdir aslında: barış, aile, hoşgörü, adalet, dayanışma. Bu değerlere sahip çıkan herkesin bayramı bayram olur.
Dini bayramlar bizim olabilir, çünkü biz insanız. Dini bayramlar evrensel değerler taşıdığı sürece, inananı da inanmayanı da, doğudan da batıdan da olanı bir sofrada buluşturabilir.
Bu vesileyle bayramınızı kutlar, bayramınızın bayram tadında geçmesini dilerim.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Fuat ERGÜN
BAYRAMLARI BAYRAM ETMEK KENDİ ELİMİZDE
14 senedir yazıyorum.
Unutmamanın ana formüllerinden biri tekrar etmektir.
Bu prensibe uyarak, eski yazdıklarımdan zamanımıza uygun olanları tekrar elden geçirip sizlere sunmaya çalışıyorum.
Seneler önce arife ve bayram özlü bir yazımı sizlerle günümüze uyarlayarak sizlere sunmak istedim.
İşte bu yazılarımın birinde....
Daha nasıl akıl etmiyoruz?
Daha nasıl düşünmeyerek sorgulamıyoruz?
İnanan insan için elinde ilahi sağlıklı yaşam reçetesi bir kitap var.
Belki diyeceksiniz; yine bu Fuat din tacirliğine soyundu.
İnanın her seferinde söyledim. Yine tekrarlıyorum.
Ne olursan ol. İstersen ateist, istersen pagan. İstersen hindu dinlerinden; her türlü inanca insan olduğun için saygılıyım.
Gelelim yukarda bahsettiğim sağlıklı yaşam reçetemize.
Nasıl doktor yazısı dediğimiz reçeteyi anlayamıyorsak; Arapça okuduğumuz Kuran reçetesinide anlayamayız. Anlamak için mealleri sindire sindire okumalıyız.
Meallerden okuyacağız ama hangi meali?
Yüze yakın Türkçe mealin çoğu, kopyala yapıştır şekle getirilerek suyunu çıkardılar.
Yine de mealleri, anlamını bilmeden Arapça okumakdan daha yararlı olduğuna inananlardanım.
Ne der? Allah kelamı..
Yaratırken kompüterine yüklediğim, akıl, vijdan ve iradeni kullan. Bu reçeteyi günde üç defa tok karnına değil, bu reçeteyi daima kullan.
1- Aklını kullan. Sen ol, toplum olsun aklını kullanmayanların başına çirkef boca ederim der Yaratıcı.
2- Düşün ve sorgula. Hatta Yaratanını bile.
3- Oku. Peki reçetenin ilk emir oku geldiğinde, kitap yok neyi okuyacağız? Hiç düşündünüzmü?
Evet okuyacağız, kainatı, insanı, tabiatı ve reçetemizin ayetlerini.
4- Nefsini, egonu yani kendi çıkarını ön planda tutma.
5- Reçetenin çok yerinde tekrarlanan, aklımıza kazınan yardımlaşma. Reçete diliyle infak.
İstersen, senelerce ibadetlerini aksatmadan yap, ama insan olsun hayvan olsun infaksızsan boşa
nafile ömür sürdün der, bu ilahi reçete.
Ramazan Bayramından sonra ikinci dini Kurban Bayramızı idrak ediyoruz.
Bugün bayramımızın ikinci günü.
Bayram sevinç ve neşe demek.
Nefsinle, egonla mücadele ettiğin yaktirde, bayramlar senin bayramın olacaktır.
Her birimiz yaşamımız boyunca sevinç ve neşe dolu bayramlar yaşadık.
O kadar özlemini çektik, ah! Nerde o eski bayramlar demekden kendimizi alamadık.
O çocukluk günlerimizde..
Bayramlar sanki bizler içindi.
Ne kadar yaşlanırsan yaşlan bizi meydana getiren madde olan cesedimizin içinde bulunan ruhdan ibaretsin.
Bir insan bir alemdir.
Kainatın temelinde madde ve enerji yatar.
Einstein'ın meşhur formülü
E = m x c2
E = Enerji, ruh
m = Madde, ceset
c = Işık hızı, zaman
Işık hızının zamanla ilgisini belki ilk defa duyacaksınız. Hızlandıkça zaman az akar.
İkizler paradoksu. İkizimizin biri dünyada kalsın. Diğeri ışık hızına yakın bir hızla iki senelik bir yola gitsin. Döndüğünde, kendisi iki yaş almış olmasına rağmen dünyadaki ikizi babası, hatta dedesi yaşında olacaktır.
Kâinatta ışık hızını kullanarak zamanla oynayabiliyorsunuz.
Zaman, madde (m) olan vücudumuzu eriterek yaşlandırır, ölüme sürükler.
ama zamanın ruhumuza (c) etkisi yoktur.
Ruhumuz daima gençtir, diridir.
Bayramlarımızın bizlere en büyük mirası genç kalan ruhun komutasında olan vücudumuza, enerji enjekte etmesidir.
Bu günlerin kıymetini bilenlerden olalım.
Geçmiş geçti gitti. Gelecek kim bilecek?
Ama şimdi var. Şimdiyi yaşıyoruz.
Önemli olan şimdiki bayramımızı bayram tadında geçirmek.
Bayramlarımızı bayram tadında geçirmek istiyorsak; işimiz düştüğünde, çıkarımız için, egomuz için zaman zaman aradığımız eş, dost, akraba ve yakınlarımızı hiç olmassa bu bayram arayıp hal hatır sormalıyız.
Sevmiyorum internette basma kalıp, bir tuşa basarak tembelliğimizle kopyala yapıştır bayram kutlama mesajlarınızı.
Belki bir daha sesini duyamayacağınız sevdiklerinizi ziyaret ederek; uzaklardaysalar bir telefonla bayramlarını kutlamak çok zor olmamalı?
İhtiyaç sahiplerinin ihtiyacını bayramımıza bayram katarak gidermeye çalışmak istemezmisiniz?
İşte o zaman eski bayram özlemini bu bayramda gidermiş oluruz.
Bayramı bayram yapmanın ilk adımı, o bayramın neyi temsil ettiğini öğrenmekten geçer. Mesela Kurban Bayramı'nın paylaşma, sabır, adanmışlık; Ramazan Bayramı'nın affetme, birlik ve maneviyat gibi derin anlamlarını öğrenmek, onları sahiplenmeyi kolaylaştırır. Sadece "İyi bayramlar, bayramınız kutlu olsun" demekle kalmayıp; o bayramın ruhuna uygun bir etkinliğe, bir sofraya, bir ziyarete eşlik etmek, birliği güçlendirir. Dini bayramların çoğunda paylaşma vardır: et, ekmek, sevgi, zaman, ziyaret, helallik… Bunlara ortak olmak, dini kimliğiniz ne olursa olsun sizi o bayramın bir parçası yapar. Örneğin Kurban Bayramı'nda kurban etinin bir kısmı ihtiyaç sahiplerine dağıtarak yardım etmek, bayramımıza bayram katmanın bir yoludur.
Bayramlar sadece dini ritüeller değildir; ortak insani değerlerdir aslında: barış, aile, hoşgörü, adalet, dayanışma. Bu değerlere sahip çıkan herkesin bayramı bayram olur.
Dini bayramlar bizim olabilir, çünkü biz insanız. Dini bayramlar evrensel değerler taşıdığı sürece, inananı da inanmayanı da, doğudan da batıdan da olanı bir sofrada buluşturabilir.
Bu vesileyle bayramınızı kutlar, bayramınızın bayram tadında geçmesini dilerim.