(ANI: Bir kimsenin kendi yaşadığı veya şahit olduğu olayları, bunlar hakkındaki duygu ve düşüncelerini yazdığı edebî eser; hatırat)
-DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR
BİR PANİK ATAKLI HASTA ANISI
Meslek hayatımda hastalarımdan çok sık duyduğum ve üzüldüğüm bir söylem. İnsanın başına bir hastalık gelmesin. Her kafadan ayrı bir ses, ayrı bir düşünce ve öğütler arka arkaya sıralanır. Gariban mağdur ne yapacağını şaşırır. Sonunda doktor doktor Gezer, her gittiği doktor ayrı tanılar koyar, ayrı ilaçlar yazar. Ama mahalle baskısı devam eder. Devreye okutmalar, üflemeler, muskalar, kocakarı ilaçları girer. Hasta ne yapacağını şaşırır. Bilhassa psikolojik rahatsızlığı olan hastaların tedavisi ortada kalır tamamlanamaz,
-Panik atağı olan hastaların kontrol ve tedavisi oldukça zordur
Panik atağı: aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir.
• Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma,
• Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması
• Terleme,
• Nefes darlığı ya da boğulur gibi olma,
• Soluğun kesilmesi
• Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma
• Titreme ya da sarsılma
• Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme
• Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu
• Ölüm korkusu
gibi belirtiler gösteren rahatsızlığın etkisi ile hastalar ve hasta yakınları ne yapacaklarını şaşırırlar…Her gün veya her atakta bir hastaneye başvururlar da ilaçları usulüne uygun kullanmazlar. Bir iki tablet yutunca, bir iğne yapılınca iyileşme beklerler.
Hasta yakınlarından destek almaya çalışırız. Hasta yakınları da ayrı bir sorun. Görünür bir yara bere olmadığı için sapasağlam bir insanın hastalığını anlayamaz ve kabullenmezler.
-Bu tür hastalar bana da muayeneye çok gelmiştir. Her birinin ayrı ayrı öyküleri vardı. Biri aniden üzerine atlayan bir horozdan korktuktan sonra hastalanmıştı, başka birisi rüyasında uçarken düşmüş, düşme esnasında uyandığında kalbi ölecek gibi çarpıyormuş. Bir başkası ölmüş kayınvalidesini rüyasında görmüş, biri Bismillah demeden bir kapı girişine işemiş cinler çarpmış vs.
Ankara Batıkent'teki "Özel Aydıncak Polikliniğinde" kontrolüm altında olan bir hastanın yakınlarıyla ve kendisiyle de uzun uzun konuştum, ilgilendim. Psikiyatristlerin verdiği ilaçları kontrol ettim ve
"Bu ilaçlar bir iki günde tesir etmez.2-3 hafta sonra rahatlatmaya başlar, hatta ilk haftalar bazı rahatsızlıklar da verebilir. Kullanmaya devam ederseniz 5-6 ay içinde rahatlama olur" diye tavsiyede bulundum. Zaman zaman kontrole geliyordu. Durum iyiydi. Aile bireyleri de hastaya destek olmaya başlamışlardı.
Oğlumun düğünü nedeniyle bir gün Polikliniği saat 23:00 de değil de 19:00 da kapatmak zorunda kaldık. Düğün salonunda gelen misafirleri karşılarken saat 20:00 civarında telefonum çaldı, arayan benim panik atağı olan hastamdı telaşla
"Doktor Bey siz polikliniği kapattınız mı, siz olmazsanız ben ne yaparım, biraz önce polikliniğin önünden geçtim, ışıklarınız yanmıyordu" dedi
"Hayır oğlumun düğünü nedeniyle bugün biraz erken kapattık" dedim.
Ertesi sabah 07:30 da geldi, polikliniği açık ve benim de orada olduğumu görünce rahatladı.
Meğer günde birkaç defa polikliniğin önünden geçip kontrol edermiş.
Eşi başka bir semtten ev alıp taşınmak istedi, bir türlü kabul ettiremedi…
"güç bir duruma düşenlerin bundan kurtulmak için her türlü çareye başvurmaları olağandır" anlamında kullanılan bir söz
2-Bazı satırlar Türkiye Psikiyatri derneği sayfasından alınmıştır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dr.Hüseyin Aydıncak
BİR PANİK ATAKLI HASTA ANISI