Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

"ŞİMDİ B#KU YEDİK!"

Yazının Giriş Tarihi: 09.11.2025 09:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.11.2025 09:02

Şu tabloyu bir esnafın dükkanında görseler; "Mümin bir adam", diyerek bütün alış verişini o dükkandan yapacak milyonlarca insan var, değil mi?

Halbuki; Türkiye'den Berlin'e göç eden Ermeni bir vatandaşımızın dükkanında asılı olan o tablo da; "Şimdi boku yedik", yazıyor ve tablonun ilginç bir hikayesi var.

Olayın kahramanları 1930'lu yıllarda İstanbul Bakırköy'den Berlin'e göç eden Peştemalcıyan ailesidir. Aile, Almanya'da düzenini kurar ve işleri gayet iyi gitmektedir. Fakat bu dönemde ikinci dünya savaşı patlak verir. 1945 yılının Mayıs ayında Kızıl Ordu, Berlin'i işgal eder. Sovyet askerleri her yeri yağmalamaya başlarlar. Tecavüzlerin, yargısız infazların ardı arkası kesilmez. Sovyet askeri yönetimi de Berlin'deki bütün ev ve dükkanların kapılarının Sovyet askerlerine açık halde durmasını emreder.

Peştemalcıyan ailesinin dükkanı da bu emir üzerine kapısı açık şekilde tutulur. Dükkanın arkasındaki iki göz odada yaşayan aile, işgal günlerinde bir gün, iki Sovyet askerini karşılarında bulur. Aram Peştemalcıyan ve eşi ne yapacaklarını şaşırırlar. Askerlerden biri, ailenin genç kızına yaklaştığı sırada Aram, babalık içgüdüsüyle askerin üzerine atılır, yüzünün ortasına indirdiği yumrukla yere devirir. Diğer asker silahını Aram'a doğrultunca, Aram'ın ağzından hayatını kurtaracak o kelimeler dökülür.

"Şimdi boku yedik!"

Sovyet askeri bir anlık şaşkınlıktan sonra Aram'dan aynı cümleyi tekrar söylemesini ister.

Aram cümleyi tekrarlar.

"Şimdi boku yedik!"

Asker, silahını indirip Aram'a "Türk müsün?" diye sorar.

Aram'dan "evet", yanıtını alınca kendisinin de bir tatar Türk'ü olduğunu belirtip, "biz kardeş sayılırız", diyerek korkmamalarını söyler.

Aile derin bir nefes alır.

Tatar askerler bu aileye zarar verilmemesi konusunda diğer askerleri de uyarırlar. Peştemelciyan ailesi ve dükkanı artık Tatar askerlerin himayesindedir.

Nihayetinde ailenin başına hiçbir şey gelmez..

Yıllar sonra aile fertleri bu olayı bir Türk gazeteciye anlatır.

Gazeteciden birde istekleri olur.

Hayatlarını kurtaran bu sözü yaptırabilirse, Türk hat sanatıyla levhalaştırıp dükkanlarının duvarına asmak istediklerini söylerler.

Gazeteci İstanbul'a döndüğünde soluğu ünlü hattat Emin Barın'ın yanında alır. Hikayeyi baştan sona anlatır. Olaydan etkilenen Emin Barın, "şimdi boku yedik", cümlesini hat sanatı ile yazıya döker.

Kenarları süslenen levha, Almanya'ya Peştemalcıyan ailesi'ne gönderilir. Peştemalciyanlar o levhayı çerçeveletip dükkanın en görünür yerine asarlar.

1960'ların başında Türkiye-Almanya arasında imzalanan iş gücü anlaşmasıyla Türkler Almanya'ya akın akın göç etmeye başladılar. Peştemalciyanların halı mağazasına giden Türkler, duvardaki bu eski Türkçe yazılı levhayı görüp, "sahibi müslümandır", imajı ile dükkanı birbirine tavsiye ederler.

Binlerce Türk vatandaşı o dönem halılarını Peştemalciyanlardan almıştır...

Sözün özü şudur: Arapça harflerle yazılan her yazı, Kur'an-ı Kerim kelamı değildir...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.