Nasreddin Hoca’nın “ Peşin parayı görünce hoşuna gitti değil mi?” fıkrası hepimizin malumu. Yine de özet olarak aktarayım.
Çobanlık yapan Hoca, ekonomik darboğazdadır yine. Borçlar çoğalmış, alacaklılar peşinde. Koyunları ile birlikte akşam saatlerinde eve dönerken alacaklılardan biri “İlle de param, paramı isterim” diye yakasına yapışmış.
Ecel terleri döken hoca; “ Şu davarları görüyorsun değil mi?”
Alacaklı “Evet” demiş. Hoca
“ Her sabah otlatmaya götürürken ve akşam damlarına götürüken çalılıkların arasında olan daracık yoldan götürüyorum ki, davarların yünleri çalılara takılsın. Ben de çalılara takılan yünleri her gün toplayacağım ve epeyce olduğu zaman pazara götürüp paraya çevireceğim, senin paranı da o zaman vereceğim” demiş.
Kısa bir şaşkınlık geçiren alacaklı, kendisine saçma gelen bu öneri üzerine bir kahkaha patlatmış.
Bizim hazırcevap Hoca da “ Peşin parayı görünce elbette ki gülersin” diyerek adamdan kurtularak yoluna devam etmiş.
TMO'nun kayısı piyasasına gireceğini şarta bağlamasını;
Oyalama-öteleme olarak
ve bu oyalamayı-ötelemeyi "MÜJDE” olarak algılayan
Bizim seçilmiş yöneticilerimizi de şaşkın alacaklı gibi görmeme neden oldu.