Hayatta hiçbir şey için imkânsız demeyin. Kendi mucizenizi kendiniz yaratın. Hiçbir şeye hazır olmadan başlamayın. Eğer bir konuda gerçekten acı çekiyorsanız bir şeylerin bedelini ödemek için acı çekiyorsanız yara alıyorsanız; mucize yakın demektir. Hiçbir şey filmlerde olduğu gibi iki saat içerisinde gerçekleşmez. Önünüze çıkan hiçbir engel sizi, mucizenizden ve hayallerinizden alı koymasın. Hayır, gülümsemekten vazgeçmeyin. Belki de bir ömre en çok sığdırmamız gereken şey gülümsemektir. Tabii ki ağladığınız zamanlar da olacak. Fakat gözyaşlarınızı gülümsemeye çevirebiliyorsanız bir amacınız var demektir. Düşe düşe kalkmayı öğrendiğimiz gibi düşe düşe uçmayı da öğrenebiliriz.Hüzün de mutluluk da aynı tablo içinde saklıdır. Fakat umut ve umutsuzluk aynı tablo içinde yer alamaz. Yeter ki kendiniz için bir iyilik yapın ve umut etmekten vazgeçmeyin. Çünkü ektiğiniz umut tohumları hep yeşermeye  meyilli olacak. Bu işin içinde tabii ki hayal kırıkları da olacak. Fakat asıl olan başarısızlıktan kaçmamaktır. Evet, başarısızlıktan kaçmayacağız. Belki gözlerimizden yaş gelecek ama çalışmaya devam edeceğiz. Bazen kaybetmeyi bazen umuda sıkıca sarılmayı öğrendiğimiz zorlu süreç son bulacak ve her şeyin yoluna girdiği o an gelecek. Hoş geldin yeni hayat; yeni mucize, yeni sıkıntı, yeni savaş... Bazen bir mucizeyi gerçekleştirirken başka bir mucizenin içinde oluverir hayat. Özür dilersin, telafisi yok sanırsın... Sen yeter ki mucizene inan. Denemekten asla vazgeçeme. Sonunda başaracağını asla unutma. Kendinle gurur duyacağın anı unutma.Yaşamın içindeki sihirbazları gör, onların sesine kulak ver... Gerçekleşen düşlerinin sesini duyuyor musun?