Dün TRT Okul kanalında tesadüf kanaldan kanala geçerken güzel yazı nasıl yazılır gözüme çarptı. Bende güya yazarım ya! Hemen dikkatimi çekti. Bir şeyler öğrenebilir miyim diye.Hepimizin orta öğretim dönemimizde bildiğimiz.Önce konu seçeceksiniz sonra giriş,ana tema yani konuyu işleyip sonuç bölümleriyle yazıyı bitireceksiniz. Eyvah! Dedim ben o zaman yazı yazmasını bilmiyorum. Hatırlarsınız çok kez yazılarımda bahsettim. Yönetim demek önce plan sonra organizasyon, uygulama ve kontrol. Elbette bir yazı hazırlamakta konuyu seçtikten sonra yazı yazma tekniğini takip etmek gerekir. Maalesef böyle önceden şartlanmış bir yazıyı kaleme alamıyorum. Şu an tuşlara bastığımda yazımın konusunu düşünmüş değilim. Yazmaya devam ettikçe konu kafamda oluşuyor. Allah vergisi mi yoksa benim yazı yazmada ki cehaletim mi? Bilemiyorum. Tüm yöneticilik yaşantımda önem verdiğim eğitim aklıma geldi. Oyak Renault 1977 yılları, verimliliğime yön veren dev kuruluş. Kalite Kontrol Departman Müdürümüz Dr. Erdem Aladağ. İTÜ gibi bir cevherden gelmiş biri olarak acizliğimi gördüğüm aklı başında iş yerim. Ne olduğumu anlayamadan ilk defa duyduğum Kalite Kontrol Metot Şefiyim.Kalitenin metodu aklıma bile getiremiyorum.Kısaca milimetrenin binde biri mikronunda nerdeyse onda birini ölçecek kontrol aparatları dizayn ediyoruz. Gel de çık işin içinden. Her zaman söylediğim gibi işimi canla başla yapmamın tek bir nedeni yöneticiliğiyle, efendiliğiyle, çalışanına değer veren, adil, dürüst, işini bilen kalite insan müdürüm Erdem Aladağ. Kendilerine bağlı beş şef arkadaşız. İçlerinde en genci ve tecrübesizi benim. Şirketimi falan unuttum. Erdem beye mahcup olmamak, onun sevgisini kaybetmemek için canla başla çalışıyorum. Her Salı müdüriyet toplantımız var. Dakik mi dakik. Hata ve başarılarımız, neler yaptık neredeyiz toplantısı. Erdem bey o kadar saygın diğer şef arkadaşlarla ailece görüşmelerine rağmen hata yapana toleransı yok. Bağırp çağırmaz, asla kızmaz. Saygı çerçevesinde tek sözü hepimize yetiyor artıyor. Profesyonel yöneticilik hayatıma yön veren ilk müdürüm. Eğitim aşığı. Nerde bir konumuzla ilgili eğitim var, bizler oradayız. 1978 İstanbul Tepebaşı’nda o zamanlar Doçent Bülent Kobu’nun bir haftalık semineri. Toplam kalite kontrol. Konusunda aynı adı taşıyan 400-500 sayfa civarlarında kitabı. Mekanik Kabul Kalite Kontrol Şefi Ertan Ersoy’la katıldık. Eğitim sonrası hocamız Bülent Kobu,Oyak Renault’da uygulamalarımızla katılımlarda bulunduğumuz bu eğitimimiz de “işte profesyonel firma Renault farkı” demez mi?Otuzun üzerinde o dönem ülkemizin önde gelen kuruluşlarından  katılımcılar belki hayatlarında ilk defa duyuyorlardı toplam kalite kontrolü. Bu yazımda şunu demek istedim.  Üç tip yönetim şeklinden; 1- Saygı sevgiye dayanan yönetim. 2- Kendine ve çalışanlarının eğitimine önem veren yönetim.                                                                                      Olduğu sürece şirket başarısı ve verimliliği daim olur.