deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Mehmet Fuat Ergun
Köşe Yazarı
Mehmet Fuat Ergun
 

Bir hiç olduğumuzu aklımızdan çıkarmayalım

Bilime dayanan aklı başında bir konu yakalarsam televizyon seyrediyorum. TRT Müzik hariç. Haberler bile standartlaştığından sıkıntı vermeye başladı artık. Şimdi hayatımızın ana konusu bizden insandan bahsetmeye çalışacağım.   Biz neyiz? Yaşam ne? İnsan olarak tüm yaratıklardan üstün olmamıza rağmen neden aşağıların en aşağısı olabiliyoruz?   Mikrokosmos yani mikro küçükler âlemi demek, milimetrenin, milyar kere, milyar kere, milyar kere, milyar kere… Milyon küçüğü demektir.   Makrokosmos yani büyükler alemi uzay,evren,kainat demek, kilometrenin,milyar kere,milyar kere,milyar kere,milyar kere…..milyon büyüğü demektir?   Bir hiç olan zavallı biz insanoğlu bunun neresindeyiz? “Anlatacağını, iyi bilen, karşısındakinin rahatlıkla anlamasını sağlayabilendir.” Kısmet olursa gözlerinizde dev gibi büyüyen konuları, sokak da ki insanımızın anlayacağı şekilde sunmaya çalışacağım   Kuantum ne? Takyon ne? Işık hızı ne? İnsanın gözlerimizde büyüyor değil mi? Çok kısaca…   Kuantum, bizim özümüz, en küçük yapı taşımız olan atomu meydana getiren, atomdan milyar kere, milyar kere, milyar kere… Küçük olan enerji parçacıkları. İslami tabirle NAR. Peki, bunlar nerden nasıl geliyor?   Bunlar Yüce Kuran’ımızın bahsettiği “Sizin zamanınıza göre bana bin yılda gelir” dediği NUR olan takyonların bizim boyuta girmesiyle oluşuyor. Nur bir negatif kütle. Nar olan bizim evrende hızlanmak için enerjiye ihtiyaç varken Nur evrende ise durdurmak için enerjiye ihtiyaç vardır. Işık saniyede 300 000 km yol alırken, takyonlar ışık hızının milyonlarca katı hızla hareket ederler. Birazda boyutlara girelim. Çoğumuzun bildiği, en boy, yükseklik yani üç boyutlu bir âlemdeyiz. Peki, bir de dördüncü boyut zaman çıktı. Bu zaman ne? 66 yıllık ömründe geriye baktığımda saniyeler gibi geçti diyorum. Önümüze milyarlarca bir lira koysalar.70 sene ömrümüz olsa her saniye bir lira saysak toplamda üç milyar sayamayan insanoğlu. Bir hiç olduğunu aklından çıkarma. Zaman elle tutulmayan soyut bir kavram. Boyut içerisinde eriyerek yok olmaya mahkûmdur. Elle tutulmaz gözle görülmez.Yaşanır yaşanarak omur geçer gider.Geriye baktığımızda dun gece gördüğümüz bir rüyadan daha kısa sürer. Zaman, DNA sarmalımıza sarılarak ömrümüzü belirleyen sonumlu bir enerji. Her şey güzel hoş. Zamanı anlayabilmemiz için beşinci boyuta ulaşmamız lazım. Bakınız şimdi bir de beşinci boyut çıktı. Peki bunun adı ne? Bilinç, düşünce… Allah! Allah! Gel de tarif et şimdi. Çok kısaca… Çizgi bir, kare iki, küp üç boyuttur. Kare de,en boy.Küp de, en,boy,yükseklik vardır. Çizgi kareyi, kare küpü asla kavrayamaz. Hafızası almaz. Bir üç boyutlu küre uzayında yaşayan biri için dördüncü boyut olan zamanı kavrayabilmemiz onun üst boyutu, beşinci boyut olan bilinci bilmemiz lazım. Biraz basitte olsa kafaları karıştırdım. İnşallah bu konuları “Bir saatlik ilim,70 senelik ibadetten hayırlıdır.”Diyen dinimizin temeli İlim ve Kuran ışığında yazılarımda anlatmaya çalışacağım. Mehmet Fuat ERGÜN
Ekleme Tarihi: 16 Nisan 2018 - Pazartesi

Bir hiç olduğumuzu aklımızdan çıkarmayalım

Bilime dayanan aklı başında bir konu yakalarsam televizyon seyrediyorum. TRT Müzik hariç. Haberler bile standartlaştığından sıkıntı vermeye başladı artık. Şimdi hayatımızın ana konusu bizden insandan bahsetmeye çalışacağım.

 

Biz neyiz? Yaşam ne? İnsan olarak tüm yaratıklardan üstün olmamıza rağmen neden aşağıların en aşağısı olabiliyoruz?

 

Mikrokosmos yani mikro küçükler âlemi demek, milimetrenin, milyar kere, milyar kere, milyar kere, milyar kere… Milyon küçüğü demektir.

 

Makrokosmos yani büyükler alemi uzay,evren,kainat demek, kilometrenin,milyar kere,milyar kere,milyar kere,milyar kere…..milyon büyüğü demektir?

 

Bir hiç olan zavallı biz insanoğlu bunun neresindeyiz?

“Anlatacağını, iyi bilen, karşısındakinin rahatlıkla anlamasını sağlayabilendir.”

Kısmet olursa gözlerinizde dev gibi büyüyen konuları, sokak da ki insanımızın anlayacağı şekilde sunmaya çalışacağım

 

Kuantum ne? Takyon ne? Işık hızı ne? İnsanın gözlerimizde büyüyor değil mi?

Çok kısaca…

 

Kuantum, bizim özümüz, en küçük yapı taşımız olan atomu meydana getiren, atomdan milyar kere, milyar kere, milyar kere… Küçük olan enerji parçacıkları. İslami tabirle NAR.

Peki, bunlar nerden nasıl geliyor?

 

Bunlar Yüce Kuran’ımızın bahsettiği “Sizin zamanınıza göre bana bin yılda gelir” dediği NUR olan takyonların bizim boyuta girmesiyle oluşuyor. Nur bir negatif kütle.

Nar olan bizim evrende hızlanmak için enerjiye ihtiyaç varken Nur evrende ise durdurmak için enerjiye ihtiyaç vardır.

Işık saniyede 300 000 km yol alırken, takyonlar ışık hızının milyonlarca katı hızla hareket ederler.

Birazda boyutlara girelim.

Çoğumuzun bildiği, en boy, yükseklik yani üç boyutlu bir âlemdeyiz. Peki, bir de dördüncü boyut zaman çıktı.

Bu zaman ne?

66 yıllık ömründe geriye baktığımda saniyeler gibi geçti diyorum.

Önümüze milyarlarca bir lira koysalar.70 sene ömrümüz olsa her saniye bir lira saysak toplamda üç milyar sayamayan insanoğlu.

Bir hiç olduğunu aklından çıkarma.

Zaman elle tutulmayan soyut bir kavram. Boyut içerisinde eriyerek yok olmaya mahkûmdur. Elle tutulmaz gözle görülmez.Yaşanır yaşanarak omur geçer gider.Geriye baktığımızda dun gece gördüğümüz bir rüyadan daha kısa sürer.

Zaman, DNA sarmalımıza sarılarak ömrümüzü belirleyen sonumlu bir enerji.

Her şey güzel hoş. Zamanı anlayabilmemiz için beşinci boyuta ulaşmamız lazım. Bakınız şimdi bir de beşinci boyut çıktı. Peki bunun adı ne? Bilinç, düşünce…

Allah! Allah! Gel de tarif et şimdi.

Çok kısaca…

Çizgi bir, kare iki, küp üç boyuttur. Kare de,en boy.Küp de, en,boy,yükseklik vardır.

Çizgi kareyi, kare küpü asla kavrayamaz. Hafızası almaz.

Bir üç boyutlu küre uzayında yaşayan biri için dördüncü boyut olan zamanı kavrayabilmemiz onun üst boyutu, beşinci boyut olan bilinci bilmemiz lazım.

Biraz basitte olsa kafaları karıştırdım.

İnşallah bu konuları “Bir saatlik ilim,70 senelik ibadetten hayırlıdır.”Diyen dinimizin temeli İlim ve Kuran ışığında yazılarımda anlatmaya çalışacağım.

Mehmet Fuat ERGÜN

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.