Son dönemde büyükşehirlerde sahte alkole bağlı ölüm ve hastalanmalar ciddi oranda artış göstermiş durumda. Yılbaşından beri yeniden ülkenin gündeminde olan sahte alkol, İstanbul ve Ankara’da geçtiğimiz 3 ay içerisinde 151 can aldı. Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu’ndan Çağın Tan Eroğlu, 9.Köy’e Türkiye’deki sahte alkol furyasını çeşitli boyutlarıyla anlattı.
Haber Giriş Tarihi: 31.03.2025 02:36
Haber Güncellenme Tarihi: 31.03.2025 02:36
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Ahmetcan Uzlaşık / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Sahte alkol kaynaklı ölümler Türkiye’de endişe verici boyutlara ulaştı. Özellikle büyükşehirlerde artan vakalar sahte içkilere dair soruları yeniden gündeme getirdi. Bu sorulardan biri de sahte alkol yapımında nelerin kullanıldığı. Uzmanlara göre bu ölümlerin temel sebebi, içki üretiminde maliyeti düşürmek amacıyla kullanılan metil alkol (metanol).
Endüstriyel kullanım için üretilen ve insan tüketimine uygun olmayan bu madde, vücutta toksik bileşiklere dönüşerek körlük, organ yetmezliği ve ölüme yol açıyor. Sahte içki üreticilerinin etil alkol (etanol) yerine metil alkolü tercih etmesi, denetim eksiklikleri ve ekonomik sebeplerle birleşince, ölümcül sonuçlar kaçınılmaz olabiliyor.
Sahte içki Ankara’da 81 can aldı
Başkent Ankara, son aylarda sahte içkiden ötürü can kaybının en yüksek olduğu şehirlerden biri oldu. Son verilere göre sahte içki dolayısıyla ölenlerin sayısı 81’e yükselirken, 20 kişinin ise yoğun bakımda tedavileri devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 30 kişi tutuklanırken 38 kişi de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Can kayıplarının yoğun olduğu diğer bir büyükşehir ise İstanbul. İstanbul Valisi Davut Gül’ün verdiği verilere göre 14 Ocak’tan bu yana sahte alkol kaynaklı can kaybı 70 oldu. Ankara ve İstanbul’da toplam can kaybı sayısı 151 olurken bu sayının artma ihtimali yüksek. Can kayıpları sürerken Türkiye’nin başka noktalarından da sahte alkol operasyonu haberleri gelmeye devam ediyor. 17 Şubat’ta Burdur’da 192,5 litre, Muğla’da 164 litre kaçak alkol ele geçirilirken İstanbul’da 16 Şubat günü yapılan bir operasyonda 190 litre etil alkol ve 155 şişe sahte alkol ele geçirildi.
İngiltere ve ABD Dışişleri Bakanlıkları da Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşlarını sahte alkol konusunda uyardı. Yapılan açıklamada içkinin yalnızca lisanslı tekel dükkanlarından alınması, içki şişelerinin etiketlerini ve kapaklarının kontrol edilmesi ve ev yapımı alkollü içeceklerden uzak durulması uyarılarında bulunuldu.
9 milyar TL kayıp
Sahte içki halk sağlığını tehdit etmenin yanı sıra devlete de büyük vergi kaybı yaşatıyor. Ekonomim.com’un hesaplamasına göre, 2023’te kayıt dışı içki pazarının 8-14 milyon litre olduğu tahmin edilirken, 12 milyon litrelik kaçak içki üzerinden hesaplanan ÖTV kaybı 7,5 milyar TL’yi buluyor.
KDV ile birlikte toplam vergi kaybı 9 milyar TL’yi aşarken, bu miktar devletin toplam ÖTV gelirinin yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor.
Peki son yıllarda vatandaşlar neden sahte içkiye yönelmiş durumda? Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu Koordinatörü Çağın Tan Eroğlu, sahte alkol sorununun Türkiye’de iktidarın ısrarla sürdürdüğü ve sonuçları apaçık ortada olan vergi politikası sebebiyle olduğunu anlatıyor.
Eroğlu, sorunu önemli dönüm noktaları ile şöyle anlatıyor: “2000’lerin başında ÖTV Kanunu çıkarıldı ve alkollü içkiler bu vergi kapsamına alındı. ÖTV, Avrupa Birliği entegrasyonu çerçevesinde geldi ve dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde hala da uygulanan bir vergi türü. ÖTV ilk geldiğinde çok büyük bir tepki olmadı. Fakat bir taraftan da iktidarın ideolojik ve yaşam tarzına müdahale noktalarındaki ajandası da biliniyordu. 2013’te ÖTV kanununda bir değişiklik yapılarak alkollü içkilerden alınan ÖTV’nin yılda iki defa zamlanması kanunlaştı. Yılda iki kez alkollü içkilerdeki ÖTV oranı yurtiçi üretici fiyat endeksine göre artışa tabii tutulması kararı alındı. Hal böyle olunca logaritmik bir artış söz konusu oldu.”
Bu artışların bir yere kadar kabul edilebilir düzeyde devam ettiğini belirten Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bana kalırsa konu 2020 senesinden sonra erişim kısıtlaması boyutuna ulaştı. Yapılan ölçüsüz artışlar vatandaşların tüketim tercihlerini etkileme noktasına geldi. Diğer ülkelere bakıldığında Türkiye’deki durumun bir ekonomik realitesinin olmadığını söyleyebiliriz. En nihayetinde burada bir ideolojik ajanda da mevcut.”
“Yüksek alkol fiyatları uyuşturucu artışına sebep oluyor olabilir”
Alkollü içkilerde fiyat esnekliğinin olmadığını aktaran Eroğlu, fiyat artışlarının talebi etkilemediğine dikkat çekiyor. Eroğlu, vatandaşların daha ucuz alternatiflere yöneldiğini bunun da karaborsa ve merdiven altı üretimlere talebi arttırabildiğini belirterek, gözlemlerine göre yüksek alkol fiyatlarının başta gençler olmak üzere farklı toplum kesimlerini ucuz uyuşturucu maddelerine yöneltiyor olabileceğini de ekliyor.
“ÖTV makul bir noktaya çekilmeli”
Platform olarak çözüm önerilerini de sıralayan Eroğlu, en elzem olanın ÖTV’nin makul bir noktaya çekilmesi olduğundan bahsediyor.
Eroğlu şunları kaydediyor: “Platform kurulduğunda bizim sloganımız ‘ÖTV kaldırılsın’ idi. Zaman içerisinde Türkiye’de bunun siyaseten bir karşılığı olmadığını gördük. Şu anda makul bir noktaya indirilmesini savunuyoruz. Bir şişe alkolün yüzde 60-70’i vergi olmasın diyoruz. KDV’yi dışarıda bırakarak söyleyecek olursam rasyonel bir ekonomi politikası ile ÖTV yükü en fazla yüzde 5-10 olmalıdır. Bu herkesin kazanacağı bir senaryo olacaktır. Bunun için kanun değişikliği gerekiyor. Bunu Cumhurbaşkanı kendi yasal gücüyle isterse hemen değiştirebilir.”
İstanbul’da bir meyhane işletmecisi de sahte alkollere dair 9.Köy’e konuştu. Özel Tüketim Vergisi’nin bu sorunun yegane sorumlusu olduğunu söyleyen ismini vermek istemeyen işletmeci ortalama bir şişe ağır alkolün (cin-votka-viski) fiyatının üçte birinin maliyeti olduğunu kalanın ise vergi olduğunu aktarıyor. İşletmeci sahte içkiye karşı vatandaşlara şu önerilerde bulunuyor:
“Tüm içki şişelerinde bir karekod var. Masalarına gelen içkinin karekodunu okutarak Tarım Bakanlığı’nın sitesine gidebiliyorlar. Karekod sayesinde içkinin nerede üretildiği gibi bilgilere ulaşabiliyorlar. İkincisi masalarına gelen içkinin kapağını kendileri açsınlar. Bu da kritik.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sahte alkol furyası: Sorumlu kim?
Son dönemde büyükşehirlerde sahte alkole bağlı ölüm ve hastalanmalar ciddi oranda artış göstermiş durumda. Yılbaşından beri yeniden ülkenin gündeminde olan sahte alkol, İstanbul ve Ankara’da geçtiğimiz 3 ay içerisinde 151 can aldı. Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu’ndan Çağın Tan Eroğlu, 9.Köy’e Türkiye’deki sahte alkol furyasını çeşitli boyutlarıyla anlattı.
Ahmetcan Uzlaşık / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Sahte alkol kaynaklı ölümler Türkiye’de endişe verici boyutlara ulaştı. Özellikle büyükşehirlerde artan vakalar sahte içkilere dair soruları yeniden gündeme getirdi. Bu sorulardan biri de sahte alkol yapımında nelerin kullanıldığı. Uzmanlara göre bu ölümlerin temel sebebi, içki üretiminde maliyeti düşürmek amacıyla kullanılan metil alkol (metanol).
Endüstriyel kullanım için üretilen ve insan tüketimine uygun olmayan bu madde, vücutta toksik bileşiklere dönüşerek körlük, organ yetmezliği ve ölüme yol açıyor. Sahte içki üreticilerinin etil alkol (etanol) yerine metil alkolü tercih etmesi, denetim eksiklikleri ve ekonomik sebeplerle birleşince, ölümcül sonuçlar kaçınılmaz olabiliyor.
Sahte içki Ankara’da 81 can aldı
Başkent Ankara, son aylarda sahte içkiden ötürü can kaybının en yüksek olduğu şehirlerden biri oldu. Son verilere göre sahte içki dolayısıyla ölenlerin sayısı 81’e yükselirken, 20 kişinin ise yoğun bakımda tedavileri devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 30 kişi tutuklanırken 38 kişi de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Can kayıplarının yoğun olduğu diğer bir büyükşehir ise İstanbul. İstanbul Valisi Davut Gül’ün verdiği verilere göre 14 Ocak’tan bu yana sahte alkol kaynaklı can kaybı 70 oldu. Ankara ve İstanbul’da toplam can kaybı sayısı 151 olurken bu sayının artma ihtimali yüksek. Can kayıpları sürerken Türkiye’nin başka noktalarından da sahte alkol operasyonu haberleri gelmeye devam ediyor. 17 Şubat’ta Burdur’da 192,5 litre, Muğla’da 164 litre kaçak alkol ele geçirilirken İstanbul’da 16 Şubat günü yapılan bir operasyonda 190 litre etil alkol ve 155 şişe sahte alkol ele geçirildi.
İngiltere ve ABD Dışişleri Bakanlıkları da Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşlarını sahte alkol konusunda uyardı. Yapılan açıklamada içkinin yalnızca lisanslı tekel dükkanlarından alınması, içki şişelerinin etiketlerini ve kapaklarının kontrol edilmesi ve ev yapımı alkollü içeceklerden uzak durulması uyarılarında bulunuldu.
9 milyar TL kayıp
Sahte içki halk sağlığını tehdit etmenin yanı sıra devlete de büyük vergi kaybı yaşatıyor. Ekonomim.com’un hesaplamasına göre, 2023’te kayıt dışı içki pazarının 8-14 milyon litre olduğu tahmin edilirken, 12 milyon litrelik kaçak içki üzerinden hesaplanan ÖTV kaybı 7,5 milyar TL’yi buluyor.
KDV ile birlikte toplam vergi kaybı 9 milyar TL’yi aşarken, bu miktar devletin toplam ÖTV gelirinin yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor.
“Ölçüsüz ÖTV artışları vatandaşın tüketim tercihlerini etkiliyor”
Peki son yıllarda vatandaşlar neden sahte içkiye yönelmiş durumda? Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu Koordinatörü Çağın Tan Eroğlu, sahte alkol sorununun Türkiye’de iktidarın ısrarla sürdürdüğü ve sonuçları apaçık ortada olan vergi politikası sebebiyle olduğunu anlatıyor.
Eroğlu, sorunu önemli dönüm noktaları ile şöyle anlatıyor: “2000’lerin başında ÖTV Kanunu çıkarıldı ve alkollü içkiler bu vergi kapsamına alındı. ÖTV, Avrupa Birliği entegrasyonu çerçevesinde geldi ve dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde hala da uygulanan bir vergi türü. ÖTV ilk geldiğinde çok büyük bir tepki olmadı. Fakat bir taraftan da iktidarın ideolojik ve yaşam tarzına müdahale noktalarındaki ajandası da biliniyordu. 2013’te ÖTV kanununda bir değişiklik yapılarak alkollü içkilerden alınan ÖTV’nin yılda iki defa zamlanması kanunlaştı. Yılda iki kez alkollü içkilerdeki ÖTV oranı yurtiçi üretici fiyat endeksine göre artışa tabii tutulması kararı alındı. Hal böyle olunca logaritmik bir artış söz konusu oldu.”
Bu artışların bir yere kadar kabul edilebilir düzeyde devam ettiğini belirten Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bana kalırsa konu 2020 senesinden sonra erişim kısıtlaması boyutuna ulaştı. Yapılan ölçüsüz artışlar vatandaşların tüketim tercihlerini etkileme noktasına geldi. Diğer ülkelere bakıldığında Türkiye’deki durumun bir ekonomik realitesinin olmadığını söyleyebiliriz. En nihayetinde burada bir ideolojik ajanda da mevcut.”
“Yüksek alkol fiyatları uyuşturucu artışına sebep oluyor olabilir”
Alkollü içkilerde fiyat esnekliğinin olmadığını aktaran Eroğlu, fiyat artışlarının talebi etkilemediğine dikkat çekiyor. Eroğlu, vatandaşların daha ucuz alternatiflere yöneldiğini bunun da karaborsa ve merdiven altı üretimlere talebi arttırabildiğini belirterek, gözlemlerine göre yüksek alkol fiyatlarının başta gençler olmak üzere farklı toplum kesimlerini ucuz uyuşturucu maddelerine yöneltiyor olabileceğini de ekliyor.
“ÖTV makul bir noktaya çekilmeli”
Platform olarak çözüm önerilerini de sıralayan Eroğlu, en elzem olanın ÖTV’nin makul bir noktaya çekilmesi olduğundan bahsediyor.
Eroğlu şunları kaydediyor: “Platform kurulduğunda bizim sloganımız ‘ÖTV kaldırılsın’ idi. Zaman içerisinde Türkiye’de bunun siyaseten bir karşılığı olmadığını gördük. Şu anda makul bir noktaya indirilmesini savunuyoruz. Bir şişe alkolün yüzde 60-70’i vergi olmasın diyoruz. KDV’yi dışarıda bırakarak söyleyecek olursam rasyonel bir ekonomi politikası ile ÖTV yükü en fazla yüzde 5-10 olmalıdır. Bu herkesin kazanacağı bir senaryo olacaktır. Bunun için kanun değişikliği gerekiyor. Bunu Cumhurbaşkanı kendi yasal gücüyle isterse hemen değiştirebilir.”
“Karekod okutulsun, şişenin kapağı masada açılsın”
İstanbul’da bir meyhane işletmecisi de sahte alkollere dair 9.Köy’e konuştu. Özel Tüketim Vergisi’nin bu sorunun yegane sorumlusu olduğunu söyleyen ismini vermek istemeyen işletmeci ortalama bir şişe ağır alkolün (cin-votka-viski) fiyatının üçte birinin maliyeti olduğunu kalanın ise vergi olduğunu aktarıyor. İşletmeci sahte içkiye karşı vatandaşlara şu önerilerde bulunuyor:
“Tüm içki şişelerinde bir karekod var. Masalarına gelen içkinin karekodunu okutarak Tarım Bakanlığı’nın sitesine gidebiliyorlar. Karekod sayesinde içkinin nerede üretildiği gibi bilgilere ulaşabiliyorlar. İkincisi masalarına gelen içkinin kapağını kendileri açsınlar. Bu da kritik.”
En Çok Okunan Haberler
Fendoğlu: Malatya’da Kayısı Üreticisine Acil Destek Şart
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak kayısı üreticilerinin yaşadığı zararı gündeme taşıyarak, “Malatya’da 9 ilçe ve 180’den fazla köyde kayısı bahçeleri dolu ve don nedeniyle büyük hasar gördü.” dedi.
ARAPGİR BELEDİYESİ KALDIRIM DENETİMİ YAPIYOR
Arapgir Belediyesi Zabıta Ekipleri, ilçe merkezinde vatandaşların kullanımına sunulan kaldırımların iş yerleri tarafından işgal edilmesinin önüne geçmek amacıyla denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Zabıta Amirliği'ne bağlı ekipler, özellikle yoğun alışveriş bölgelerinde vatandaşların daha rahat bir şekilde kaldırımları kullanabilmelerini sağlamak için işyeri sahiplerini uyardı.
Bayraktar: Elektrik faturalarının yüzde 50’sini karşılıyoruz
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, elektrikte yeni bir zam planı olmadığını vurgulayarak “Devlet olarak faturaların yüzde 50’sini karşılamaya devam ediyoruz.” dedi.
İmamoğlu: Bu hukuksuzluk tarihimizin hiçbir döneminde yaşanmadı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, ailesinin evlerinde yapılan aramalara ilişkin açıklama yaptı.
Malatya İpek Yolu Kariyer Fuarı'na Büyük Önem Veriyor
Malatya Valisi Seddar Yavuz, İnönü Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi Mavi Salonunda düzenlenen İpek Yolu Kariyer Fuarı hakkında kamuoyuna bilgilendirmelerde bulundu.
Selçuk, flamingoların büyüleyici görüntülerine şahit oluyor
İzmir'in Selçuk ilçesinin Pamucak sahiline yakın çorak bölgesi, bu yıl flamingoların ve diğer kuş türlerinin göçü sırasında oluşan görüntülere ev sahipliği yapıyor.
Göktaş: Annelerin hesabına ödemeleri yapacağız
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, doğum yardımı kapsamında yapılan başvuruların değerlendirilmesinin ardından annelerin hesabına destek ödemelerinin yapmaya başlanacağını açıkladı.
Doğanşehir'de Kaza: 1 Kişi Öldü, 3 Kişi Yaralandı
Doğanşehir ilçesinde iki otomobilin çarpıştığı trafik kazasında bir kişi öldü 3 kişi yaralandı.
Fatih Erbakan’dan hükümete 'Çifte Standart' eleştirisi
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Kastamonu İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada hükümete yönelik sert eleştirilerde bulundu. Erbakan, özellikle belediyelere yönelik uygulamalarda ve ifade özgürlüğü alanında çifte standartların hâkim olduğunu savunarak, "Bir fiil suçsa herkes için suçtur, değilse de hiç kimse için değildir" dedi.
Adana Kültür Yolu Festivali'nde Sefo Rüzgârı!
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Adana Kültür Yolu Festivali, ikinci gününde Sefo konseriyle adeta tarih yazdı.
Alper Erözer'den Yeni Şarkı 'Gelme İstesen De'
Alper Erözer, yeni şarkısı "Gelme İstesen De" ile müzikseverlerle buluştu.
Doğum yardımına başvurular başladı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş, Aile Yılı'nda hayata geçirilen doğum yardımlarına başvuruların, bugünden itibaren e-Devlet kapısı üzerinden alınmaya başladığını bildirdi.