Darende İlçesinde Kayısı Hasadı Erken Başladı
Darende İlçesinde Kayısı Hasadı Erken Başladı
Darende ilçesinde kayısı hasadı erken başlarken sofralık kayısılar pazarda 50-60 liradan satılmaya başlandı.
Darende ilçesinde kayısı hasadı erken başlarken sofralık kayısılar pazarda 50-60 liradan satılmaya başlandı.
Darende İlçesinde Kayısıyı araştıran Mesut Yel'in verdiği bilgiye göre "Darende İlçemizin en büyük gelir kaynağı olan kayısı hasatı başladı. Kayısının cinsine ve bahçelerin rakımına göre kayısılar geçen yıla oranla bu sene bir hafta on gün önce olgunlaşmaya başladı. Bu süreç kayısının cinsine ve bahçelerin rakımına göre ağustos ayının ilk haftasına kadar sürebilecek. Yıllarca çok para etmeyen, bazı yıllar ancak masrafını çıkaran, bazı yıllar üreticisini zarar ettiren, hatta altı yedi yıl önce kayısı ağaçları kesilerek odun olarak satılmaya başlamışken kayısı geçtiğimiz son üç yıldır üreticisinin yüzünü güldürmeye başladı. Kayısı geçen sene tarihinde fiyat olarak zirveye ulaştı, ilçemiz merkezinde pazarda iyi kaliteli bir kilo yaş kayısı 60 tl ye satıldı bu fiyat kayısının cinsine kalitesine ve iriliğine göre değişiklik gösterdi, ama bu sene birinci sınıf sofralık kayısı pazarda 50 - 60 tl ye satılsada kayısı üreticileri bu seneki fiyattan memnun değiller" dedi.
Mesut Yel'in gözlemleri şöyle:
"Üreticiler kayısılarına, bahçelerine alıcı bulamadıklarını ve fiyatın geçen seneki fiyatlardan çok daha düşük olduğunu, işçi bulmada zorlandıklarını ve işçi yövmiyelerinin yüksek olmasından şikayetçiler. Buna rağmen ilçemiz ve tüm köyleri bu günlerde çevre il ve ilçelerden gelen kayısı işçileri ile dolu, tüm kayısı bahçelerinde çadırlar kuruldu, bu çadırlarda yatılıp kalkılıyor, kayısı toplama işi hava aydınlar aydınlamaz başlıyor, öğlen sıcağında ara veriliyor, ikindi vaktinden sonra tekrar başlıyor, hava kararıncaya kadar devam ediyor. Sofralık kayısılar merdivenle tek tek elle toplanıp kasalara konuyor islim ve gün kurusu yapılacak kayısıların altına brandalar seriliyor traktörlerin kuyruk miline takılan aparatla kayısı ağacı sallanıyor, sonra başında kalanlarda sırıkla düşürülüyor.
Traktörlerin girmediği yerlerde tümüyle sırıkla çırpılıyor, sonra brandalar toplanıyor, brandadaki kayısılar işçiler tarafından seçilerek kasalara dolduruluyor, islim yapılacak olan kayısılar islim odalarına taşınıyor. Burada akşam belirli bir miktar kükürt koyup yakılıyor kapısı hava almayacak şekilde kapatılıyor. Bu kükürt yakma işi yarın sabah aynen bir kez daha tekrarlanıyor ve kayısılar o gün akşama kadar o odada kalıyor. Akşam hava serinleyince islim odasının kapısı açılıyor, kükürt kokusu çok keskin olduğu için biraz havalandırıldıktan sonra içeri girilip bu kayısılar islim odasından çıkartılıp güneşli yerlere bezler üzerine seriliyor. Bir kaç gün güneşte kuruyan bu sararmış kayısılar toplanıp çekirdeği pırtlatılmak üzere evlere, ambarlara taşınıyor ve orada çekirdeği çıkarılıyor.
Üreticiler çekirdeği çıkarılacak bu kayısıları güvenilir kişilerin evlerine kadar götürüp kasaları sayıp bırakıyor bir gün sonra gelip kayısılarını ve çekirdeğini alıp kasa başına para ödüyor. Bu kayısılara islim ya da sarı patik deniliyor. Gün kurusu yapılacak kayısılar direk brandaların üzerinden alınıp güneşe seriliyor, yine güneşte birkaç gün kuruyan ve siyahla mor arası renk alan kayısılar çekirdeği kolay çıkacak kuruluğa erişince toplanıp evlere, ambarlara taşınıyor, çekirdeği çıkarılan bu kayısılara da halk arasında çoğunlukla gün kurusu, kara patik yada arap patiği deniliyor.
En son kalan ezilmiş parçalanmış bir işe yaramayan çürük çarık kayısılarda meyve suyu için meyve suyu fabrikalarına satılıyor. Kayısıların bir tanesi bile çöpe gitmiyor, bu kayısıların içinden çıkarılan çekirdeklerde çok para ediyor, kırılan çekirdeklerin içi kuru yemiş olarak tüketilirken dış kabuklarıda yakacak olarak tüketiliyor.
Darende’de bu günlerde isteyen herkese iş var, kayısı çırpma, toplama, taşıma, islime atma, islimden çıkarma, sergene serme, sergenden toplama, pırtlatma herkese göre iş var. Kayısı yetiştirmek üretmek çok zor ve zahmetli bir iştir baharın mart ayı sonu ve nisan ayı başında kayısıların çiçek açmasıyla başlar çalışma ve kaygı çiçek ilacı atılır, yağmur çok yağar çiçekler çürür soğuk olur, çiçekleri soğuk vurur, çağla olur yine çağlaları soğuk vurur ya da dolu yağar çağlalar dolu yarası olur. Kuvvetli rüzgar eser çağlayken dibine döker, dökülen meyveler bir işe yaramaz yine çağlayken yağmur çok yağarsa kayısılar hep çil olur. Çil ilacı atılır, kayısı ağacı soğuktan etkilenmesin diye bakır ilacı atılır, böcekler ağaca zarar vermesin diye zehir atılır, çağla olunca iç kurdu için ilaç atılır. Filiz kurumasına karşı ilaçlanır, bir yıl boyu hizmet edersin, sularsın, çapalarsın, gübre atarsın, birkaç kere ilaçlarsın, beklersin dibinden ayrılmazsın, meyve olmadığı zaman bütün yılın boşa gider motorla sularsın, elektrik parası, çapa parası, gübre parası, ilaç parasıda üstüne gider.
Senin yıl boyu çalıştıklarında boşa gider. Allah her zaman çiftçimizin üreticimizin yar ve yardımcısı olsun, emeklerini zayi etmesin, işlerini kolaylaştırsın bol ve bereketli ürün versin, hayırlı bol rızık bol kazanç versin. İnşallah son olarak şunu da belirtelim kayısının kalitesini zirai ilaç ve gübre kullanıp kullanmamak hayvan gübresiyle yetişen iri yapılı parlak, çilsiz dolu yarası olmayan, kıraçta susuz yetişen genç ağaç çitil malı güneş yanığı olmayan tatlı doğal oluşu belirliyor.
Mesut Yel- Darende
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.