Yaşar KARAASLAN yazdı

Görevimiz gereği Yeşilyurt Belediye Meclisi çalışmalarını izleriz. Meclis çalışmalarının ilk 7 aylık çalışmalarında izlenimlerimiz ağırlıklı olarak olumlu idi. Özellikle de imar konularında alınan bazı olumsuz kararların, geçmiş dönemlerde bazı etkili-yetkili kişi veya gruplara tanınan ayrıcalıklarla verilen hakların verilmesi zorunluluğu ( Sanki değiştirilemeyecek kutsal ayetlermiş ) yerine getirmeleri gibi.

Örneğin, Yerleşim alanı olarak imara açılan Bostanbaşı Mahallesinin alış-veriş ihtiyaçların karşılama amacıyla zemin katların ticari alana dönüştürülmesi bununla da yetinilmeyerek diğer yapılara da emsal oluşturacak konut fonksiyonunda olan bir binanın tamamına ticari alan fonksiyonuna dönüştürmesi gibi. Böyle birkaç örnek daha var ama esas konumuza dönelim.

Çevre yolu üzerinde (Ankara Asfaltı) bulunan bir yapı, ruhsata aykırı imalatlar yapmış. Öyle az-buz da değil. Belediye yaptığı denetimlerde tespit ettiği bu ihlaller üzerine yapıyı mühürlemiş.

Bir yapının mühürlenmesi demek, o yapının bir ay içerisinde ruhsata uygun hale getirilmesi demek. Yapı, ruhsata uygun hale gelmiş mi? Hayır.

Tam tersi, ihlalli haliyle devam ederek tamamlanmış.

Peki, Belediyemiz ne yapmış?

Mühürleme işlemini yaptıktan sonra kelimenin tam anlamıyla (sadece bu yapı için) yan gelip yatmış.

Sanki İmar Yasasının 32. Maddesi, “Mühürleme işlemini yaptıktan sonra yan gelip yatabilirsin” diyor.

Hâlbuki Madde gayet açık “Ruhsata veya ruhsat eklerine aykırı imalatlarda yapı mühürlenir ve ruhsata uygun hale getirilmesi için 30 gün süre tanınır.  Özetle, “Ruhsata aykırı yapılan imalatlar, binanın sahibi tarafından yıktırılır. Yıktırılmazsa ilgili idareler (Belediyeler-Özel İdare gibi) tarafından yıktırılır ve masrafı bina sahibinden tahsil edilir.

Yıktırılması bir yana, ihlalli haliyle tamamlanıp bitirilmiş.

Peki, Belediyemiz neredeymiş?

Uyudu mu uyutuldu mu?

Benim kanaatim mi?

O ihlalli yapı, gariban bir vatandaşın olsaydı diyorum ve o nedenle

Uyumadı, uyutuldu kanaatindeyim.