Değirmen sele gitmiş, şak-şakını arıyorlar!

Yaşar KARAASLAN yazdı

Anlamı, asıl büyük zararı görmeyip, afaki, ufak-tefek işlerle uğraşmak olan ve yüzyılların yaşam kültüründen süzülerek günümüze kadar ulaşmış olan bu özdeyiş, bugünün Malatya’sının seçilmiş yöneticilerinin durumunu anlatıyor.

Eğitim- sağlık, ekonomik gibi önemli sorunlardan daha beter olan çok ağır ve telafisi güç felaketler her geçen gün katlanarak artıyor. Ama bizim Belediyeler ile yarı resmi meslek odaları ve STK yöneticileri bu sorunları görmüyor veya görmezden geliyorlar.

 Sosyal (Aile) ve toplumsal(yardımlaşma-dayanışma) yaşam anlamında Malatya’mızda büyük çöküşler yaşanıyor ama özellikle ilimizin seçilmiş kurum (Belediyeler)ve kuruluşlar (STK’lar) dünyasında yaşananları görünce- şahit olunca- duyunca yukarıdaki atasözümüz aklıma geliyor.

Onlara göre; Malatya’mız güllük gülistanlık. “Lale Devri”ni anımsatan demeçler- söylemler,  daha da acısı, yaşanan tartışmalar -çekişmeler de “sazı neden hep sen çalıyorsun,  ver biraz da ve ben çalayım” türünden bireysel çıkışlar.

Malatyalı da zorunlu olarak bunlar hakkında “yanlı-yansız” yorumlar yapma durumuna bırakılıyor. Yani sele giden değirmeni değil şakşakını arıyorlar. Bizler, onların suyuna girmemeye çalışarak Değirmenimizden (Malatya’mızın toplumsal yaşam anlamında temel sorunlarından bir-ikisi özetle aktarayım.  

Sosyal yaşam;  Toplumsal yaşamın temel taşı olan aile kurumu her geçen gün çöküyor. (Bunu koskoca Cumhurbaşkanı da söylüyor)

Buna ilimiz ölçeğinde bir örnek verelim: Devleti yönetenler seçilmişler ve TSO.

Devleti yöneten seçilmiş yöneticileri ( Eskiden olsaydı hükümet der geçerdik. Ama şimdi hükümet yok. O nedenle seçilmiş yöneticiler tanımlamasını kullanıyorum) ileriki bir zamana bırakarak Patronların üye olduğu kuruluş olan Ticaret ve Sanayi Odasına (TSO) bakalım.

Patron demek işçi çalıştıran demek, peki işçi çalıştıran TSO ne yapıyor?

İşçilerine hakkını vereceği yerde, gidip işçilerin çocuğuna kitap-kırtasiye- giyecek yardımı yapıyor.  Yani hakkını vermediği veya veremediği işçisinin çocuğuna,  giyecek-oyuncak- kitap gibi yardım yapıyor. Anne-babasından görmediği desteği anne-babasının patronlarından gören çocuk kime sevgi duyar? Bu aile kurumu nasıl yaşar? Varın kararını siz verin!

Ya çocuklarımız gençlerimiz;

Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız ve gençlerimiz, ya terör ya tarikat ya misyonerler, ya uyuşturucu ya da teknoloji bağımlılığı kapsama alanından bir türlü çıkamıyor. Evinin gündelik yaşamını zar-zor karşılayabilen anne-baba yeteri kadar çocuklarıyla ilgilenemeyince, çocuklar daha da sahipsiz- korumasız olarak yukarıda saydığımız negatif kapsama alanından kurtulamıyor.

Yazıyı fazla uzatıp kafanızı karıştırmayalım. İşin özeti

Değirmen sele gitmiş, bizim seçilmişlerimiz,  değirmenin değil şakşakın peşinde.

Bilmeyenler için ŞAK ŞAK’ın anlamı: Değirmen taşının içine taneleri dökmeye yarayan ağaçtan parça. Değirmen taşına vurdukça şak şak diye ses çıkartır.