Çiftlik Bank çok konuşuldu ama tam bir 'Ponzi' tezgahı!

Tüm dolandırma vakalarında, kazanma hırsı ve açgözlülüğe eşlik eden bir başka duygu daha var; o da “güven” duygusu. İçinde bir de hamaset varsa “tüy dikiliyor.”“Çiftlik Bank” olayı da tam bir Ponzi tezgâhı. Kaz geleceği umuduyla tavuklarını feda eden yurttaşların düştüğü bir tezgâh.“Sona kalanın dona kaldığı” dolandırma vakaları iki gruba ayrılıyor; birincisi piramit tipi ya da saadet zinciri olarak tanımlanıyor, diğeri de Ponzi tipi “yatırım” tezgâhı.

Piramit ya da saadet zincirinde, belli sayıda kişiyle başlayıp üslü biçimde katlanarak çoğalan ve nakit akışının “yeni gelenlerden akan nakdin, ilk gelenlere aktığı” bir düzen var. Katlanarak büyümesini de bu sağlıyor. En önemlisi; katılımcılara yeni katılımcı getirmeyi teşvik eden, zorunlu kılan taraflarının olması.

Örneğin ilk beş kişi girerken belli bir para ödüyor ama her biri beşer kişi getirmek zorunda. Sonra gelen “ikinci kuşak” beş kişi de beşer kişi getiriyor. Böylece 5, 25, 125, 625 diye çember büyüyor. İlk 5 kişiye vaat edilen, örneğin dördüncü kuşak tamamlandığında “ana paralarının iki katını alacakları” vaadi ise dördüncü kuşak yani 625 kişi tamamlandığında bu veriliyor.