Çoğu zaman çocuğunuzla iletişim kurarken boşa konuştuğunuzu ya da söylemek istediklerinizi anlatamadığınızı düşündüğünüz olmuştur. Ebeveyn olarak bu iletişimsizliğin sebebini ve nasıl giderebileceğinizi düşündünüz mü? Çocuklarınızla iletişim kurarken ilk olarak onun yaşını ve kelime dağarcığını göz önünde bulundurmalısınız. Biz yetişkinler iş hayatımızda ya da özel hayatımızda kurduğumuz iletişim şekilleriyle çocuklarla konuşmaya çalışıyoruz. Bu nedenle söylenilenler ya da anlatılmak istenilenler çocuğunuza doğru şekilde aktarılmıyor olabilir. İletişimde çocukla çocuk olmak deyimini göze alarak onların anlayabilecekleri cümleleri anlayabilecekleri kelimeleri seçerek kurmalısınız. İletişimde göz teması kurmak hem yetişkinler için hem de çocuklar için önem teşkil etmekte. Çocuğunuzla konuşurken göz teması sağlayacak mesafeyi ayarlamanız iletmek istediğiniz mesajın daha etkili şekilde karşıya aktarımını sağlayacaktır. Peki, çocuğunuz istemediğiniz bir davranışta ya da söylemde bulunduğunda nasıl iletişim kurmalısınız? Öfkeli ve sinirli olduğunuz anda direkt iletişim kurmaya çalışmak sağlıklı olmayacaktır. O ortamı öfkeniz geçene kadar terk etmek sonrasında sakinleşmiş ve düşünmüş şekilde iletişime geçmek en doğrusu. Çünkü sakinken verilen tepkiler her zaman daha gerçekçi ve anlamlı olur. Bu davranışlardan sonra da tehdit ve ceza içeren olumsuz cümleler yerine olumlu ifadeler içeren yapıcı cümleler tercih etmelisiniz. Kurduğunuz “Bunu bir daha yaparsan ….” la başlayan cümleler bir süre sonra çocuğunuz üzerindeki etkisini kaybedecek ve sadece o anlık bir caydırıcılık sağlayabilecektir. Uzun zaman zarfında hiçbir işlevselliğe ulaşmayacaktır. Tüm iletişim şekillerinde empati olmazsa olmazdır. Çevremizdeki yetişkinlerle iletişim kurarken de çocuklarla iletişim kurarken de empati temelimiz olmalıdır. Karşı tarafa aktaracağınız mesajın onda neler uyandırabileceğini, onun üzerindeki etkisini düşünerek cümlelerinizi seçmeniz çok daha etkili bir iletişim sağlayacaktır. Bir diğer nokta iletişimde tutarlılığı sağlamak. Yani yanlış olan davranışın koşullar değişse de yanlış kabul edilmesi, şartlar değişkenlik gösterdiğinde bile değerlerinizin değişmemesi çocuğunuzun gözünde tutarlılık anlayışını destekleyecektir. Bunun tam tersi şekilde davrandığınızda çocuğunuzda kafa karışıklığına yol açıp doğru ve yanlışı ayırt etmede zorlanmasına sebep olabilirsiniz. Bu durum çocuğunuzun tutarsız ebeveyn davranışlarından dolayı doğruyu bulmak için sınırlarını zorlamasına ve dolayısıyla sizin de daha fazla zorlanmanıza sebep olabilir. Unutmamak gerekir ki her çocuk ayrı ve özel bir dünyadır. Onlarla iletişim kurarken nasihat, eleştiri, öğüt ve ceza içeren cümleler yerine onları anladığınızı gösteren destekleyici tutumlarla iletişim kurmak sizi etkili iletişime götürecektir. Kitap Önerisi: Ali Özkanlı- Çocuklarla Doğru ve Etkili İletişim