Malatyalıları kör ve cahil mi sanıyorlar?

Yaşar KARAASLAN yazdı... Malatya'nın AKP’li muhterem üst düzey zevatları, Malatyalıları kör ve cahil sanıyorlar galiba. Kendileri sütten çıkmış ak kaşık, diğerleri ise.. Sanki bu memleketi kendileri yönetmemiş veya yönetmiyorlarda, başkaları yönetiyor. .Tabii ki bi Malatyalılarda kuzu kuzu inanıyoruz onlara. Eski Belediye başkanlardan Cemal Akın, “Kuzey Çevre yolunu tasvip etmedim” derken, şimdiki Başkan Gürkan’da Sultansuyu harasının özelleştirilmesini, orada çalışan gariban personellere bağlamış. Bunu söyleyen Haranın en üst düzey yöneticisi. Aktaran da 800 bin insanın Şehrul Emini. Vay ki ne vay… Acar gazetecimiz Burhan’ın (Karaduman) Malatya Belediye eski Başkanlarından (2004-2009) Cemal Akın’la yaptığı röportajını (özellikle Kuzey Çevre Yolu bölümü) okuyunca uzunca bir süredir yazmayı düşündüğüm (gazeteci arkadaşlarla birlikte, Karayolları üst düzey yöneticisi ile 13-14 yıl önce yaptığımız “off the record” sohbeti yazmak farz oldu diye düşünürken, malatyahaber.com’da yayınlanan Hülya Kaya’nın Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’la yaptığı programın konuşma metnini okudum. Başkanın, Sultansuyu Harası ile söylediği sözlerini ve yukarıdaki olayları birleştirince  “Bu AKP’liler Malatyalıları “Kör ve cahil mi sanıyorlar” cümleleri ağzımdan döküldü. Kuzey Çevre Yolu ve Karayollarının düşüncesi Yıl sanırım 2008 veya 2009 (Kesin anımsamıyorum) Gündem: Araç trafiğini rahatlatmak amacıyla, Çevre yoluna (Akpınar- Emeksiz Kavşağı ile Sıtma Pınarına yapılacak olan geçitler ve alt geçit mi-üst geçit mi tartışması. Mimarlar Odası, Çevre yolu altının zaten gelişmemiş bir bölge olduğunu yapılacak üst geçitle şehirden tamamen izole olacağı gerekçesiyle üst geçit yapı8lmasına karışı çıkıyor ve bu yolda kamuoyu baskısı oluşturuyordu. Sayın Öznur Çalık ve Karayolları üst düzey yetkilileri ile Mimarlar Odası’nın katılımıyla yapılacak olan basın toplantısına davet edildik. Toplantıda, Sayın Çalık ve Karayolları yetkilisi  üst geçidin daha yararlı bir proje olduğunu, alt geçidin ise başta alt yapı tesisatları olmak üzere bir çok sorunlar yaratacağını söylerken Mimarla Odası yönetimi de görüşlerinden taviz vermiyordu. Uzun süren tartışmalardan sonra sıra hatıra fotoğrafı çektirmeye geldi. Ama o ne Mimarlar Odası başta başkan olmak üzere hep birden kenara çekildiler. Öznur Hanımın ısrarlarına rağmen” Biz o kareye girersek ısrarla savunduğumuz projeyi (Alt geçit) bir kalemde silmiş olur sizin projenizi (üst geçit) kabul etmiş oluruz. O nedenle biz o karede yer almak istemiyoruz.” Diyerek fotoğraf karesine girmek istemediler. Israrlar- karşılıklı konuşmalardan sonraq tekrar masaya oturuldu. Tartışmalar,  Karayolu üst düzey yetkilisinin “Bizler karayolcuyuz. Alt geçitte yaparız, üst geçitte. Altyapı şebekelerinin (içmesuyu-kanalizasyon, doğalgaz, elektrik gibi..) deplase işlemlerini yapın ve bize teslim edin en kısa sürede bitiririz” sözü ile tatlıya bağlandı ve toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirilebildi. Torosları, Yalçın ve sarp Karadeniz dağlarını … Biraz sohbet-muhabbetten sonra Mimarlar Odası yönetimi ile Sayın Öznur Çalık ve beraberindekiler ayrıldılar. Biz gazetecilerin Kuzey Çevre Yolu ile ilgili Karayolculara sorularımız olacağı için kaldık. Güler (Hazar) Hanım, Nihat (Abacı) Abi, acar muhabir Burhan (Karaduman) ben ve sanırım 2 kişi daha vardık. Başladık “Off the record” sohbete. Torosları, Yalçın ve sarp Karadeniz dağlarını delmişiz, Beydağları ne ki? O sohbette beynimin bir köşesine şu sözler kazındı; “Karayolcular olarak en üsteki Genel Müdürümüzden, en altta ki personelimize kadar, hiç birimiz Malatya’ya yapılacak olan çevre yolunun Kuzeyde olmasına taraftar değil. Ama o siyasiler, karar alıcılar yok mu? Bir de günahımız giriyorlar. Güney güzegahının ekonomik olmadığın ve çok zahmetli olduğunu söylüyorlar. Ekonomik kısmına pek anlamam ama, kamulaştırmanın maliyeti ve mahkeme süreçlerini değerlendirdiğiniz de güney güzergahının maliyet ve zaman bakımından daha avantajlı görüyoruz.  Ayrıca zahmetli olduğunu söylüyorlar. Bizler, Karadeniz’in sarp ve yalçın dağları ile güneydeki Toros dağlarını alnımızın akıyla delmiş bir kurumuz. Beydağı zahmetliymiş. Bu gerekçe, tek kelime ile Karayolculara hakarettir.  Ama o siyasiler, karar vericiler yok mu?..” Sultansuyu Harasını personel yönetiyormuş! Gürkan, söz konusu programda, “Hippoterapi merkezinin kiralanmasıyla ilgili olarak bize verilen bilgi de oradaki personelin (Sultansuyu personeli) insanlara sıcak davranmaması, güler yüzlü olmaması. Neticede 5 yıldızlı bir otele de gitseniz güler yüzle bir hoş geldin denilmesi gerekiyor. Güler yüzlü olmayınca neticede oraya giden bir daha gitmiyor” ifadelerini kullanmış. Başkana bilgiyi veren O kuruluşun en üst düzey yetkilisidir muhakkak. Sultansuyu Harasını personeller mi yönetiyor acaba? sorusu beynimde gidip gidip geliyor.  Hem de AKP döneminde. Onlar söylediler. Bizde inandık.