deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Kovid 19’u Kovid 20 yapan Destan Şehir Malatya

YAŞAM 16.09.2020 - 18:52, Güncelleme: 15.06.2021 - 12:24
 

Kovid 19’u Kovid 20 yapan Destan Şehir Malatya

Yaklaşık 8 aydır hayatımız alt üst oldu ve çok net gördük ki hayatımızın altı üstünden daha rezil ..

Nesin Malatyalı yazdı.. Yaklaşık 8 aydır hayatımız alt üst oldu ve çok net gördük ki hayatımızın altı üstünden daha rezil bir durumda. 8 ay öncesine kadar ağzımız açık dolaşmanın ne kadar büyük bir nimet olduğunun farkında bile değilken, şimdi ağzını burnunu örtmeden yollarda dolaşmanın 900 TL cezası var. Ne kadar acıdır ki insanımıza “Bak kardeşim bunu yapma hepimizin hayatı tehlikeye giriyor” cümlesi yeterli gelmiyor ve kendi hayatını koruması için ucunda 900 TL lik cezası olan yaptırımlar uygulanıyor. Yoksa halkı gevşeten bir şeyler mi oldu? Bugün öyle bir noktaya geldik ki; çevresinde ya da bizzat kendi bünyesinde Korona belasıyla tanışmamış hiç kimse kalmadı. Peki, gerçekten bizim halkımız mı bu kadar vurdumduymaz, yoksa halkı böylesine gevşeten bir şeyler mi oldu? Bu sorunun cevabını rahmetli dedemden duyduğum bir atasözü ile vermeye çalışıyorum kendi içimde “Küçük kalkar, büyüğe bakar” Ne zamanki güneş açtı, kanımız kaynadı.. Malumunuz mart ayının ortalarından haziran ayının başına kadarki zaman diliminde çok sert tedbirler uygulandı ve o dönem itibariyle salgın yayılım hızı baskı altına alınabildi. Mamafih ne zaman ki güneş açtı, kanımız kaynadı,  Ayasofya’nın acilen açılması ve açılışta 350 bin insanın katılımı, Kocaeli milletvekilimizin kıymetli mahdumunun acilen evlenip 1500 kişilik düğün yapması, Giresun’daki sel felaketinde halka hitap ve buna benzer birçok kalabalık organizasyon gerekti işte o zaman bizim geminin dümeni tutmaz, yelkeni rüzgâr almaz oldu. Salgın yayılım hızının tozuna yetişemez olduk. Efsaneleşmiş memur sözü “Bugün git yarın gel” İlk zamanlar insanları evlerinden ambulanslarla alıp teste götüren hastanelerimiz, şimdi test için kapısında kuyrukta bekleyenlere bir zamanların efsaneleşmiş memur sözü olan “Bu gün git, yarın gel” ifadesini kullanır oldu. Kendi imkânlarıyla test yaptırmak için hastaneye gelen vatandaşımızın test sonucunun pozitif olduğu kendisine tebliğ edildikten sonra evine otobüsle dönmesine sessiz kalınmaya başlandı. Kısacası güzel ülkemizin her bir köşesi “Korona üretim çiftliği” ne dönüştü.  Tabii hal böyle olunca devleti yönetenler de bir takım tedbirler alarak hem halkı korumak hem de tüm sıkıntılara rağmen ülkenin ekonomi gemisinin dümenini düz tutabilmek adına formüller üretmeye başladılar. Bu formüllerin içinde en akla yatkın ve uygulamada birçok sıkıntıyı bertaraf edecek olanı ise “Esnek Çalışma Sistemi” idi. Solunum sistemini üstüpü ile kapatmak.. Bugün hangi kamu kurumuna giderseniz gidin karşılaşacağınız manzara ortalama şöyledir; Yaklaşık 30 metrekare bir oda, odanın içerisinde 8-9 memur ve odada işi görülsün diye bekleşen en az üç beş vatandaş. Bu sistem odanın büyüklüğüne ya da küçüklüğüne göre değişir ama içinde bulunan insan etkileşimi bakımından hep aynıdır. Biraz daha açık konuşacak olursak: Mevzu bahis odada tek bir memurda bile Korona virüs varsa diğerlerinde olmaması için herkesin solunum sistemini üstüpü ile tıkamış olması gerekir. Malatya Büyükşehir Belediyesi hariç Kamu kurumlarının binalarının mimari tasarımı yapılırken mümkün olduğunca çok insanın sirkülasyonuna uygun olması esas alınmıştır ve tasarımı yapan Mimar da müneccimlerle düşüp kalkmadığından istikbalde böylesine bir salgın durumunu öngörememiştir.  Dolayısıyla bu duruma ivedilikle çözüm getirilmesi gerektiği devlet büyüklerimizce fark edilmiş ve bununla ilgili emir yazılarak ilgili tüm kurumlara iletilmiştir. Pardon! Bir kurum hariç tüm kurumlar. Hangisi mi? Tabii ki Malatya Büyükşehir Belediyesi… Yamuk elektrik direğini düzeltme işini başarıyla yapan.. Herkesçe malumdur: “Malatya Büyükşehir Belediyesi yaparsa en mükemmelini yapar.” Özellikle son bir yıldır, yamulmuş bir elektrik direğini düzeltecek bile olsa bunu kamuoyu ile paylaşırken: “Dünyada ilk kez uygulanan yamuk elektrik direği düzeltme işi Belediyemizce emsalsiz bir başarı ile ifa edilmiş, her konuda olduğu gibi bu konuda da tüm dünyaya örnek teşkil edilmiştir.” Mealinde tanıtımlarla kamuoyu bilgilendirilmektedir. E tabi haliyle Korona virüs yayılacaksa, en güzel Malatya Büyükşehir Belediyesinden yayılmalıdır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da tüm Dünyaya örnek olunmalıdır. Yarın öbür gün reklam panolarında “Kovid 19’u Kovid 20 yapan destan şehir Malatya” sloganını sizler de görür gibisiniz sanırım. Esnek çalışmayı ısrarla uygulamayan zihniyet! İşin latifesi bir yana ama bu gerçekten çok ilginç bir durum. Bütün dünyayı kasıp kavuran, milyonlarca insanın amel defterini kapatan insanlık tarihinin gördüğü belki de en büyük salgının tam ortasındayken ve İç İşleri Bakanlığınca da Esnek Çalışma için yazı gelmişken bunu ısrarla uygulamayan zihniyete sorulması gereken tek bir soru var kanaatindeyim: “Yetişmesi gereken hangi iş İnsan hayatından daha önemli?” Canı ile cebelleşen personel ve buna eşlik eden vatandaş..  Birimlerinizde personelleriniz patır patır virüse yakalanıyor ve bu durum sizi zerrece ilgilendirmiyorsa oluşan yoğun vebal ortalama bir insan boynu için oldukça ağır olsa gerektir. Old Trafford stadyumu gibi hınca hınç dolu odalarda canı ile cebelleşen personeller ve buna eşlik eden vatandaşın başına daha ne gelmelidir ki Bakanlıkça tarafınıza gönderilen esnek çalışma sistemi uygulamaya konulsun? Canlar, Belediye yöneticilerine emanetken.. Ortada bir vakıa var ve buna kayıtsız kalmak, yokmuş gibi davranmak akılla izahı mümkün olmayan bir durumdur. Gözle görülemeyen bir düşmana karşı cephede çarpışırken ayağa kalkıp dans etmek gibi bir şeydir bu. “Şehir emanetinin başında bulunan kişi” cümlesinin karşılığıdır “Şehremini.” Emanetlerin en büyüğü de CAN emanetidir. Personellerinizin ve vatandaşlarınızın canı siz Belediye yöneticilerine emanetken bu konuda hassas davranmamak, “Bize bir şey olmaz” diye düşünmek, “Kalan sağlar bizimdir” mantığı ile hareket etmek, sanırım ahirette hesabı verilemeyecek konuların en başında gelir. Bu güne kadar yaşanılanlardan dersler çıkararak gelecekte yaşanması muhtemel sıkıntıların bertarafını temin etmek üzere daha hassas düşünülmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmak gerektiği kanaatindeyim. Satırlarıma Kanuni Sultan Süleyman’a ait “Muhteşem” bir dize ile son veriyorum: Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.
Yaklaşık 8 aydır hayatımız alt üst oldu ve çok net gördük ki hayatımızın altı üstünden daha rezil ..

Nesin Malatyalı yazdı..

Yaklaşık 8 aydır hayatımız alt üst oldu ve çok net gördük ki hayatımızın altı üstünden daha rezil bir durumda. 8 ay öncesine kadar ağzımız açık dolaşmanın ne kadar büyük bir nimet olduğunun farkında bile değilken, şimdi ağzını burnunu örtmeden yollarda dolaşmanın 900 TL cezası var. Ne kadar acıdır ki insanımıza “Bak kardeşim bunu yapma hepimizin hayatı tehlikeye giriyor” cümlesi yeterli gelmiyor ve kendi hayatını koruması için ucunda 900 TL lik cezası olan yaptırımlar uygulanıyor.

Yoksa halkı gevşeten bir şeyler mi oldu?

Bugün öyle bir noktaya geldik ki; çevresinde ya da bizzat kendi bünyesinde Korona belasıyla tanışmamış hiç kimse kalmadı. Peki, gerçekten bizim halkımız mı bu kadar vurdumduymaz, yoksa halkı böylesine gevşeten bir şeyler mi oldu? Bu sorunun cevabını rahmetli dedemden duyduğum bir atasözü ile vermeye çalışıyorum kendi içimde “Küçük kalkar, büyüğe bakar”

Ne zamanki güneş açtı, kanımız kaynadı..

Malumunuz mart ayının ortalarından haziran ayının başına kadarki zaman diliminde çok sert tedbirler uygulandı ve o dönem itibariyle salgın yayılım hızı baskı altına alınabildi. Mamafih ne zaman ki güneş açtı, kanımız kaynadı,

 Ayasofya’nın acilen açılması ve açılışta 350 bin insanın katılımı, Kocaeli milletvekilimizin kıymetli mahdumunun acilen evlenip 1500 kişilik düğün yapması, Giresun’daki sel felaketinde halka hitap ve buna benzer birçok kalabalık organizasyon gerekti işte o zaman bizim geminin dümeni tutmaz, yelkeni rüzgâr almaz oldu. Salgın yayılım hızının tozuna yetişemez olduk.

Efsaneleşmiş memur sözü “Bugün git yarın gel”

İlk zamanlar insanları evlerinden ambulanslarla alıp teste götüren hastanelerimiz, şimdi test için kapısında kuyrukta bekleyenlere bir zamanların efsaneleşmiş memur sözü olan “Bu gün git, yarın gel” ifadesini kullanır oldu. Kendi imkânlarıyla test yaptırmak için hastaneye gelen vatandaşımızın test sonucunun pozitif olduğu kendisine tebliğ edildikten sonra evine otobüsle dönmesine sessiz kalınmaya başlandı.

Kısacası güzel ülkemizin her bir köşesi “Korona üretim çiftliği” ne dönüştü. 

Tabii hal böyle olunca devleti yönetenler de bir takım tedbirler alarak hem halkı korumak hem de tüm sıkıntılara rağmen ülkenin ekonomi gemisinin dümenini düz tutabilmek adına formüller üretmeye başladılar. Bu formüllerin içinde en akla yatkın ve uygulamada birçok sıkıntıyı bertaraf edecek olanı ise “Esnek Çalışma Sistemi” idi.

Solunum sistemini üstüpü ile kapatmak..

Bugün hangi kamu kurumuna giderseniz gidin karşılaşacağınız manzara ortalama şöyledir; Yaklaşık 30 metrekare bir oda, odanın içerisinde 8-9 memur ve odada işi görülsün diye bekleşen en az üç beş vatandaş. Bu sistem odanın büyüklüğüne ya da küçüklüğüne göre değişir ama içinde bulunan insan etkileşimi bakımından hep aynıdır. Biraz daha açık konuşacak olursak: Mevzu bahis odada tek bir memurda bile Korona virüs varsa diğerlerinde olmaması için herkesin solunum sistemini üstüpü ile tıkamış olması gerekir.

Malatya Büyükşehir Belediyesi hariç

Kamu kurumlarının binalarının mimari tasarımı yapılırken mümkün olduğunca çok insanın sirkülasyonuna uygun olması esas alınmıştır ve tasarımı yapan Mimar da müneccimlerle düşüp kalkmadığından istikbalde böylesine bir salgın durumunu öngörememiştir.  Dolayısıyla bu duruma ivedilikle çözüm getirilmesi gerektiği devlet büyüklerimizce fark edilmiş ve bununla ilgili emir yazılarak ilgili tüm kurumlara iletilmiştir. Pardon! Bir kurum hariç tüm kurumlar. Hangisi mi? Tabii ki Malatya Büyükşehir Belediyesi…

Yamuk elektrik direğini düzeltme işini başarıyla yapan..

Herkesçe malumdur: “Malatya Büyükşehir Belediyesi yaparsa en mükemmelini yapar.” Özellikle son bir yıldır, yamulmuş bir elektrik direğini düzeltecek bile olsa bunu kamuoyu ile paylaşırken: “Dünyada ilk kez uygulanan yamuk elektrik direği düzeltme işi Belediyemizce emsalsiz bir başarı ile ifa edilmiş, her konuda olduğu gibi bu konuda da tüm dünyaya örnek teşkil edilmiştir.” Mealinde tanıtımlarla kamuoyu bilgilendirilmektedir. E tabi haliyle Korona virüs yayılacaksa, en güzel Malatya Büyükşehir Belediyesinden yayılmalıdır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da tüm Dünyaya örnek olunmalıdır.

Yarın öbür gün reklam panolarında “Kovid 19’u Kovid 20 yapan destan şehir Malatya” sloganını sizler de görür gibisiniz sanırım.

Esnek çalışmayı ısrarla uygulamayan zihniyet!

İşin latifesi bir yana ama bu gerçekten çok ilginç bir durum. Bütün dünyayı kasıp kavuran, milyonlarca insanın amel defterini kapatan insanlık tarihinin gördüğü belki de en büyük salgının tam ortasındayken ve İç İşleri Bakanlığınca da Esnek Çalışma için yazı gelmişken bunu ısrarla uygulamayan zihniyete sorulması gereken tek bir soru var kanaatindeyim: “Yetişmesi gereken hangi iş İnsan hayatından daha önemli?”

Canı ile cebelleşen personel ve buna eşlik eden vatandaş..

 Birimlerinizde personelleriniz patır patır virüse yakalanıyor ve bu durum sizi zerrece ilgilendirmiyorsa oluşan yoğun vebal ortalama bir insan boynu için oldukça ağır olsa gerektir. Old Trafford stadyumu gibi hınca hınç dolu odalarda canı ile cebelleşen personeller ve buna eşlik eden vatandaşın başına daha ne gelmelidir ki Bakanlıkça tarafınıza gönderilen esnek çalışma sistemi uygulamaya konulsun?

Canlar, Belediye yöneticilerine emanetken..

Ortada bir vakıa var ve buna kayıtsız kalmak, yokmuş gibi davranmak akılla izahı mümkün olmayan bir durumdur. Gözle görülemeyen bir düşmana karşı cephede çarpışırken ayağa kalkıp dans etmek gibi bir şeydir bu. “Şehir emanetinin başında bulunan kişi” cümlesinin karşılığıdır “Şehremini.” Emanetlerin en büyüğü de CAN emanetidir. Personellerinizin ve vatandaşlarınızın canı siz Belediye yöneticilerine emanetken bu konuda hassas davranmamak, “Bize bir şey olmaz” diye düşünmek, “Kalan sağlar bizimdir” mantığı ile hareket etmek, sanırım ahirette hesabı verilemeyecek konuların en başında gelir. Bu güne kadar yaşanılanlardan dersler çıkararak gelecekte yaşanması muhtemel sıkıntıların bertarafını temin etmek üzere daha hassas düşünülmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmak gerektiği kanaatindeyim.

Satırlarıma Kanuni Sultan Süleyman’a ait “Muhteşem” bir dize ile son veriyorum:

Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.