deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Korona kartopu, çığa dönüşmeden!.

20.08.2020 - 18:31, Güncelleme: 15.06.2021 - 12:24
 

Korona kartopu, çığa dönüşmeden!.

80’li yıllarda televizyon tek kanallı iken evinde televizyon olan hanelerde hemen hemen tüm yayınlar pür dikkat izlenirdi. Pazar günleri saat 12.00 de yayınlanan, Hikmet Şimşek’in sunduğu ve çoğumuz için işkence olan “Pazar Konseri” bile hayatında Bach’ın adını bile duymamış ninelerimiz dedelerimiz tarafından büyük bir dikkatle takip edilirdi. Başbakanlar, bakanlar ismen bilinir ve Hele ki akşam “Ajans” saatinde hayat durur ve pür dikkat TRT haber spikerinin dudaklarından dökülecek cümlelere kanalize olunurdu. Dolayısı ile dönemin tüm bakanları, milletvekilleri ismen tanınır, ilkokul çocuklarının bile muhabbetlerine konu olurdu. Noter katibi Zaman ilerleyip teknoloji hızla ceplerimizdeki telefonlara kadar sirayet edince bilgiye ulaşmak kolaylaştı ama bilgiye talep azaldı. Özellikle son 10 yıldır kabinedeki bakanları yolda görse noter kâtibi zannedecek bir nesil peydahlandı.  Kahraman Sağlık Bakanı Koca Ta ki Covid-19 belası hayatımıza girene kadar. 16 Marttan bu yana en çok gördüğümüz isim olan Sağlık Bakanı Sn. Fahrettin Koca, kundaktaki bebekten 100 yaşındaki ninelere kadar herkesin tanıdığı ve sözlerini dikkatle takip ettiği bir halk kahramanına dönüştü. Sayın Bakan gecesini gündüzüne katıp toplumu bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve bu virüsten en az hasarla kurtulmamızı sağlamak adına didindi durdu. Her gün attığı twitlerle virüsün yayılma hızı ve etkisi hakkında bizleri bilgilendirirken yapmamız gerekenler konusunda da telkinlerde bulunmayı ihmal etmedi ve süreci gerçekten başarı ile yürüttü. Söz dinleriz ancak!.. Türk milleti dünyadaki çoğu milletten farklıdır. Devletine, ülkesine büyük bir aşkla bağlıdır ve kendisine devlet büyükleri tarafından söylenenleri büyük bir hassasiyetle dinler. Elinden geldiğince uygulamaya çalışır. Şartları zorlar. Yapma denilen şeyi yapmaz. İmam-cemaat meselesi Ancaaaaaaaak! Ne zaman ki kendisine “YAPMA” denilen bir şeyi kendisine söyleyenlerin yaptığını görürse o zaman da daha kimse onu tutamaz. Mesela? Dediğinizi duyar gibiyim. Kimse kimsenin ağzının içine girmeyecekti! Hemen örneklendireyim efendim: 1 Haziran 2020 tarihinden itibaren bize ne telkin edildi? Artık toplu halde hareket edilmeyecek, kalabalık ortamlardan kaçınılacak, kimse kimsenin ağzının içine girmeyecek, elini sıkmayacak. Hatta camilerde bile saf düzeni ikinci bir emre kadar tesis edilmeyecek. Bizler bir süre bu kurallara harfiyen uyduk. Peki yöneticilerimiz ne yaptı? Peki, yöneticilerimiz ne yaptı? Toplu halde fotoğraf çektirmekten taviz vermediler. Törenlerde gövde gösterilerinde bulunmaktan geri durmadılar. Maskelerini bile doğru düzgün takmadılar. Ayasofya’da omuz omuza namazdan sonra film koptu Özellikle Ayasofya Camii’nin ibadete açılış töreni sırasında 350 bin kişinin omuz omuza namaz kılmasına ses çıkarmadılar ve Artık film koptu. O dakikadan itibaren inandırıcılığı kalmadı yapılan uyarıların. Yaz günü virüs mü olur? mantığı Tüm toplumda “Yahu ne olacak, hiçbir şey olmaz. Yaz günü sıcakta virüs mü olur?” mantığı yerleşti. Hemen sulandırdık Bizler her konuda olduğu gibi bu konuda da işin ciddiyeti ve vahameti aşamasını çabucak sulandırdık. 1 Haziran itibariyle geçtiğimiz “Yeni normal” dönemden itibaren zincirlerimizden boşandık ve “Eski Normal” de bile yapmadığımız şeyleri zorlamaya başladık. Peki, neydi bizi böylesine korkusuzca virüsün üzerine üzerine salan şey? Düğünler patladı, asker uğurlamaları eskisinden çok daha nümayişle gerçekleşmeye başladı. Parklar ve bahçeler sıcaktan bunalıp sırt sırta oturmayı göze alan vatan evlatlarıyla dolup taştı.En nihayetinde tam kontrol altına aldık dediğimiz anda canavar, tutulduğu kafesten kurtuldu ve önüne çıkan herkesi yutarak büyümeye başladı. Açıklanan sayılar, gerçeğin zekâtı bile değil Bugün geldiğimiz nokta tam bir felaket. Malatya özelinde konuşacak olursak; Resmi olarak açıklanan hasta sayısı, halk arasında dillendirilen hasta sayısının zekâtı bile etmiyor. Hemen hemen herkesin çevresinde bir komşusu, akrabası, arkadaşı, tanıdığı bu hastalıktan nasibini almış, ya evde karantinada ya hastanede tedavi altında. Kolluk kuvvetleriyle alay edercesine Buna rağmen denetimler olması gerekenin çok çok gerisinde. Alenen halkın sağlığı ile oynayan şahıslar, Devletin kolluk kuvvetleriyle alay edercesine sokaklarda tehlike saçmaya devam ediyorlar. Denetim saatlerinden sonra kaldırımlar işgal Özellikle Fuzuli, Kışla, Kanal boyu ve İnönü Caddelerinde seyyar satıcılık yapan, kaldırımı işgal etmekte ısrarcı olan ve vatandaşın sağlığını hiçe sayan kişiler; denetim saatlerinden hemen sonra işgal ve illegaliteye kaldığı yerden devam ediyorlar. Havaya boş yumruklar sallamak Olağanüstü bir haldeyiz. İnsan sağlığı her şeyin önünde gelir. “Keşke” demek hiçbir şeyi geri getirmez. Sağlığın pişmanlığı olmaz. Hele ki karşımızda görünmez bir yaratıkla mücadele ederken havaya boş yumruklar sallamak ve bunu çözüm zannetmek üzülerek ifade ediyorum ama şehrin her sokağında taziye çadırlarının kurulmasına sebebiyet verir ve bunun vebali de yük olarak omuzlara yeter. Yetimlerin ahı, semayı sarmasın! Ey ilgili kişiler! Ey yetkili kurumlar! Gelin bu kartopu daha fazla çığa dönüşmeden denetimleri sıklaştırın. Kimsenin gözünün yaşına bakmayın. Bakmayın ki gözü yaşlı yetimlerin sayısı çevremizde çoğalmasın. O yetimlerin ahı semayı kuşatmasın. Sağlık için, sağlıklı verilmiş kararların uygulandığı günler diliyoruz. gazetemalatya.com

80’li yıllarda televizyon tek kanallı iken evinde televizyon olan hanelerde hemen hemen tüm yayınlar pür dikkat izlenirdi. Pazar günleri saat 12.00 de yayınlanan, Hikmet Şimşek’in sunduğu ve çoğumuz için işkence olan “Pazar Konseri” bile hayatında Bach’ın adını bile duymamış ninelerimiz dedelerimiz tarafından büyük bir dikkatle takip edilirdi.

Başbakanlar, bakanlar ismen bilinir ve

Hele ki akşam “Ajans” saatinde hayat durur ve pür dikkat TRT haber spikerinin dudaklarından dökülecek cümlelere kanalize olunurdu. Dolayısı ile dönemin tüm bakanları, milletvekilleri ismen tanınır, ilkokul çocuklarının bile muhabbetlerine konu olurdu.

Noter katibi

Zaman ilerleyip teknoloji hızla ceplerimizdeki telefonlara kadar sirayet edince bilgiye ulaşmak kolaylaştı ama bilgiye talep azaldı. Özellikle son 10 yıldır kabinedeki bakanları yolda görse noter kâtibi zannedecek bir nesil peydahlandı. 

Kahraman Sağlık Bakanı Koca

Ta ki Covid-19 belası hayatımıza girene kadar. 16 Marttan bu yana en çok gördüğümüz isim olan Sağlık Bakanı Sn. Fahrettin Koca, kundaktaki bebekten 100 yaşındaki ninelere kadar herkesin tanıdığı ve sözlerini dikkatle takip ettiği bir halk kahramanına dönüştü. Sayın Bakan gecesini gündüzüne katıp toplumu bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve bu virüsten en az hasarla kurtulmamızı sağlamak adına didindi durdu. Her gün attığı twitlerle virüsün yayılma hızı ve etkisi hakkında bizleri bilgilendirirken yapmamız gerekenler konusunda da telkinlerde bulunmayı ihmal etmedi ve süreci gerçekten başarı ile yürüttü.

Söz dinleriz ancak!..

Türk milleti dünyadaki çoğu milletten farklıdır. Devletine, ülkesine büyük bir aşkla bağlıdır ve kendisine devlet büyükleri tarafından söylenenleri büyük bir hassasiyetle dinler. Elinden geldiğince uygulamaya çalışır. Şartları zorlar. Yapma denilen şeyi yapmaz.

İmam-cemaat meselesi

Ancaaaaaaaak! Ne zaman ki kendisine “YAPMA” denilen bir şeyi kendisine söyleyenlerin yaptığını görürse o zaman da daha kimse onu tutamaz. Mesela? Dediğinizi duyar gibiyim.

Kimse kimsenin ağzının içine girmeyecekti!

Hemen örneklendireyim efendim: 1 Haziran 2020 tarihinden itibaren bize ne telkin edildi? Artık toplu halde hareket edilmeyecek, kalabalık ortamlardan kaçınılacak, kimse kimsenin ağzının içine girmeyecek, elini sıkmayacak.

Hatta camilerde bile saf düzeni ikinci bir emre kadar tesis edilmeyecek. Bizler bir süre bu kurallara harfiyen uyduk.

Peki yöneticilerimiz ne yaptı?

Peki, yöneticilerimiz ne yaptı? Toplu halde fotoğraf çektirmekten taviz vermediler. Törenlerde gövde gösterilerinde bulunmaktan geri durmadılar. Maskelerini bile doğru düzgün takmadılar.

Ayasofya’da omuz omuza namazdan sonra film koptu

Özellikle Ayasofya Camii’nin ibadete açılış töreni sırasında 350 bin kişinin omuz omuza namaz kılmasına ses çıkarmadılar ve Artık film koptu. O dakikadan itibaren inandırıcılığı kalmadı yapılan uyarıların.

Yaz günü virüs mü olur? mantığı

Tüm toplumda “Yahu ne olacak, hiçbir şey olmaz. Yaz günü sıcakta virüs mü olur?” mantığı yerleşti.

Hemen sulandırdık

Bizler her konuda olduğu gibi bu konuda da işin ciddiyeti ve vahameti aşamasını çabucak sulandırdık. 1 Haziran itibariyle geçtiğimiz “Yeni normal” dönemden itibaren zincirlerimizden boşandık ve “Eski Normal” de bile yapmadığımız şeyleri zorlamaya başladık. Peki, neydi bizi böylesine korkusuzca virüsün üzerine üzerine salan şey?

Düğünler patladı, asker uğurlamaları eskisinden çok daha nümayişle gerçekleşmeye başladı. Parklar ve bahçeler sıcaktan bunalıp sırt sırta oturmayı göze alan vatan evlatlarıyla dolup taştı.En nihayetinde tam kontrol altına aldık dediğimiz anda canavar, tutulduğu kafesten kurtuldu ve önüne çıkan herkesi yutarak büyümeye başladı.

Açıklanan sayılar, gerçeğin zekâtı bile değil

Bugün geldiğimiz nokta tam bir felaket. Malatya özelinde konuşacak olursak; Resmi olarak açıklanan hasta sayısı, halk arasında dillendirilen hasta sayısının zekâtı bile etmiyor. Hemen hemen herkesin çevresinde bir komşusu, akrabası, arkadaşı, tanıdığı bu hastalıktan nasibini almış, ya evde karantinada ya hastanede tedavi altında.

Kolluk kuvvetleriyle alay edercesine

Buna rağmen denetimler olması gerekenin çok çok gerisinde. Alenen halkın sağlığı ile oynayan şahıslar, Devletin kolluk kuvvetleriyle alay edercesine sokaklarda tehlike saçmaya devam ediyorlar.

Denetim saatlerinden sonra kaldırımlar işgal

Özellikle Fuzuli, Kışla, Kanal boyu ve İnönü Caddelerinde seyyar satıcılık yapan, kaldırımı işgal etmekte ısrarcı olan ve vatandaşın sağlığını hiçe sayan kişiler; denetim saatlerinden hemen sonra işgal ve illegaliteye kaldığı yerden devam ediyorlar.

Havaya boş yumruklar sallamak

Olağanüstü bir haldeyiz. İnsan sağlığı her şeyin önünde gelir. “Keşke” demek hiçbir şeyi geri getirmez. Sağlığın pişmanlığı olmaz. Hele ki karşımızda görünmez bir yaratıkla mücadele ederken havaya boş yumruklar sallamak ve bunu çözüm zannetmek üzülerek ifade ediyorum ama şehrin her sokağında taziye çadırlarının kurulmasına sebebiyet verir ve bunun vebali de yük olarak omuzlara yeter.

Yetimlerin ahı, semayı sarmasın!

Ey ilgili kişiler! Ey yetkili kurumlar! Gelin bu kartopu daha fazla çığa dönüşmeden denetimleri sıklaştırın. Kimsenin gözünün yaşına bakmayın. Bakmayın ki gözü yaşlı yetimlerin sayısı çevremizde çoğalmasın. O yetimlerin ahı semayı kuşatmasın.

Sağlık için, sağlıklı verilmiş kararların uygulandığı günler diliyoruz.

gazetemalatya.com

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.