deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Devlette, borçlu da mağdur olmakta

SİYASET 25.06.2020 - 08:39, Güncelleme: 15.06.2021 - 12:24
 

Devlette, borçlu da mağdur olmakta

“Haciz- icra işlemlerinin borçluyu da alacaklıyı da (Kamu) da mağdur ediyor.” Diyen..

“Haciz- icra işlemlerinin  borçluyu da alacaklıyı da  mağdur ediyor.” Diyen Fendoğlu, TBMM’ye  kanun değişikliği teklifi verdi. Devletin alacağını tahsil etme usüllerinden olan haciz işlemlerinin hem devletin, hemde borçlunun mağdur olmasına neden olduğunu belirtem MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğoğlu, “Gerek artırmaya hazırlık aşamasında gerekse artırma sürecinde yapılan hatalar, ihalenin feshi ile sonuçlanmakta, hem borçlu hem de alacaklı için zarar söz konusu olmaktadır. Amme alacaklarının dava ve haciz işlemleri nedeniyle tahsil süresi uzamaktadır. Taşıt ya da gayrimenkuller gerçek değerinin altında bedelle satılabilmektedir. Bundan hem borçlu hem de idare zarar görmektedir.” Gerekçeleriyle yasa değişikliği teklifi verdi. Vergi ve SGK’borçları nedeniyle uygulanan yasa (haciz-icra işlemlerinin) değişikliği için aralarında Malatya Milletvekili Fendoğlu’nunda olduğu Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekillerinin vermiş olduğu kanun teklifinin gerekçesi; “Ödenemeyen amme borçları nedeniyle taşınır ve taşınmaz varlıklara el konarak devlet eliyle malların satışı gerçekleştirilmektedir. Devlete, ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi diğer amme alacakları ve aynı idarelerin, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetlerinden doğan diğer alacakları ile; bunların takip masraflarının zamanında ödenmemesi halinde borçlulardan icra yoluyla tahsil edilmektedir. Amme alacağı kişiden, kişilerin kanuni temsilcilerinden ve borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılardan da tahsil edilmektedir.  Mirasın tutulan defter mahiyetinde kabulü halinde, mirasçı, deftere kaydedilmemiş olsa dahi amme alacağından, mirastan kendisine düşen miktarla mesuldür. Ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağı borçlunun teminatının paraya çevrilmesi, borcuna yetecek miktarda mallarının hacz edilmesi sonrasında paraya çevrilmesi ve son olarak gerekli şartlar varsa borçlunun iflası istenerek tahsilat yapılır. Yapılan takip sonunda, borçlunun hacz edilmeye uygun malı olmadığı veya bulunan malların satış bedelinin borcunu karşılamadığı takdirde borçlu aciz halinde sayılır. Haczedilen mallara haczi yapan memur tarafından değer biçilmekte, borçlunun müracaatı üzerine veya tahsil dairesince lüzum görüldüğü takdirde yeniden bilirkişiye değer biçtirilebilmektedir.   Taşınmaz malların paraya çevrilme işlemi uygulamada çok sık karşılaşılan ve en fazla şikâyete konu edilen icra takip işlemlerinden birisidir. Alacağını tahsil etmek için, haczettiği taşınmazın, paraya çevrilmesi işlemlerine girişen kurum, oldukça zahmetli ve masraf gerektiren bir süreç yaşamaktadır. Bu süreç içerisinde değişik problemler ile karşılaşılmaktadır. Gerek artırmaya hazırlık aşamasında gerekse artırma sürecinde yapılan hatalar, ihalenin feshi ile sonuçlanmakta, hem borçlu hem de alacaklı için zarar söz konusu olmaktadır. Amme alacaklarının dava ve haciz işlemleri nedeniyle tahsil süresi uzamaktadır. Taşıt ya da gayrimenkuller gerçek değerinin altında bedelle satılabilmektedir. Bundan hem borçlu hem de idare zarar görmektedir. Aynı şekilde borcundan daha fazla değeri olan taşıt ya da gayrimenkule rehin konulması borçlunun zorluk yaşamasına sebep olmaktadır. Üzerinde kamu tarafından rehin ya da ipotek olan malların satışı piyasada zorlaşmaktadır. Gayrimenkul ya da taşıtını satmak isteyen borçlu satış işlemini gerçekleştirememektedir. Bu nedenle vergi ve sgk borçlarından dolayı ilgili kurumlarca taşıtları ve gayrimenkulleri üzerine rehin ve ipotek konulan borçluların söz konusu olan mallar için tapuda, taşıtlar için araç sicil ve tescil sistemi veri tabanında amme alacağına ilişkin şerh konularak borçlunun mallarının satışına olanak sağlamak, satıştan elde edilen bedelden öncelikle amme alacağının noterler yada tapu müdürlükleri vasıtasıyla ilgili kurumun hesabına tahsili, kamu alacağının idarece mahsubundan sonra kalan kısmın ilgili idarece borçluya verilmesi hem kamu alacaklarının tahsilini sağlayacak hem de birçok mağduriyeti giderebilecektir.” Olarak sunuldu.  
“Haciz- icra işlemlerinin borçluyu da alacaklıyı da (Kamu) da mağdur ediyor.” Diyen..

“Haciz- icra işlemlerinin  borçluyu da alacaklıyı da  mağdur ediyor.” Diyen Fendoğlu, TBMM’ye  kanun değişikliği teklifi verdi. Devletin alacağını tahsil etme usüllerinden olan haciz işlemlerinin hem devletin, hemde borçlunun mağdur olmasına neden olduğunu belirtem MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğoğlu, “Gerek artırmaya hazırlık aşamasında gerekse artırma sürecinde yapılan hatalar, ihalenin feshi ile sonuçlanmakta, hem borçlu hem de alacaklı için zarar söz konusu olmaktadır. Amme alacaklarının dava ve haciz işlemleri nedeniyle tahsil süresi uzamaktadır. Taşıt ya da gayrimenkuller gerçek değerinin altında bedelle satılabilmektedir. Bundan hem borçlu hem de idare zarar görmektedir.” Gerekçeleriyle yasa değişikliği teklifi verdi.

Vergi ve SGK’borçları nedeniyle uygulanan yasa (haciz-icra işlemlerinin) değişikliği için aralarında Malatya Milletvekili Fendoğlu’nunda olduğu Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekillerinin vermiş olduğu kanun teklifinin gerekçesi;

“Ödenemeyen amme borçları nedeniyle taşınır ve taşınmaz varlıklara el konarak devlet eliyle malların satışı gerçekleştirilmektedir. Devlete, ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi diğer amme alacakları ve aynı idarelerin, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetlerinden doğan diğer alacakları ile; bunların takip masraflarının zamanında ödenmemesi halinde borçlulardan icra yoluyla tahsil edilmektedir. Amme alacağı kişiden, kişilerin kanuni temsilcilerinden ve borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılardan da tahsil edilmektedir.  Mirasın tutulan defter mahiyetinde kabulü halinde, mirasçı, deftere kaydedilmemiş olsa dahi amme alacağından, mirastan kendisine düşen miktarla mesuldür.

Ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağı borçlunun teminatının paraya çevrilmesi, borcuna yetecek miktarda mallarının hacz edilmesi sonrasında paraya çevrilmesi ve son olarak gerekli şartlar varsa borçlunun iflası istenerek tahsilat yapılır. Yapılan takip sonunda, borçlunun hacz edilmeye uygun malı olmadığı veya bulunan malların satış bedelinin borcunu karşılamadığı takdirde borçlu aciz halinde sayılır. Haczedilen mallara haczi yapan memur tarafından değer biçilmekte, borçlunun müracaatı üzerine veya tahsil dairesince lüzum görüldüğü takdirde yeniden bilirkişiye değer biçtirilebilmektedir.

 

Taşınmaz malların paraya çevrilme işlemi uygulamada çok sık karşılaşılan ve en fazla şikâyete konu edilen icra takip işlemlerinden birisidir. Alacağını tahsil etmek için, haczettiği taşınmazın, paraya çevrilmesi işlemlerine girişen kurum, oldukça zahmetli ve masraf gerektiren bir süreç yaşamaktadır. Bu süreç içerisinde değişik problemler ile karşılaşılmaktadır. Gerek artırmaya hazırlık aşamasında gerekse artırma sürecinde yapılan hatalar, ihalenin feshi ile sonuçlanmakta, hem borçlu hem de alacaklı için zarar söz konusu olmaktadır. Amme alacaklarının dava ve haciz işlemleri nedeniyle tahsil süresi uzamaktadır. Taşıt ya da gayrimenkuller gerçek değerinin altında bedelle satılabilmektedir. Bundan hem borçlu hem de idare zarar görmektedir. Aynı şekilde borcundan daha fazla değeri olan taşıt ya da gayrimenkule rehin konulması borçlunun zorluk yaşamasına sebep olmaktadır. Üzerinde kamu tarafından rehin ya da ipotek olan malların satışı piyasada zorlaşmaktadır. Gayrimenkul ya da taşıtını satmak isteyen borçlu satış işlemini gerçekleştirememektedir.

Bu nedenle vergi ve sgk borçlarından dolayı ilgili kurumlarca taşıtları ve gayrimenkulleri üzerine rehin ve ipotek konulan borçluların söz konusu olan mallar için tapuda, taşıtlar için araç sicil ve tescil sistemi veri tabanında amme alacağına ilişkin şerh konularak borçlunun mallarının satışına olanak sağlamak, satıştan elde edilen bedelden öncelikle amme alacağının noterler yada tapu müdürlükleri vasıtasıyla ilgili kurumun hesabına tahsili, kamu alacağının idarece mahsubundan sonra kalan kısmın ilgili idarece borçluya verilmesi hem kamu alacaklarının tahsilini sağlayacak hem de birçok mağduriyeti giderebilecektir.” Olarak sunuldu.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.