deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Covid 19 sürecinde Tarım ve Kayısı Raporu

Tarım 20.05.2020 - 15:16, Güncelleme: 15.06.2021 - 12:24
 

Covid 19 sürecinde Tarım ve Kayısı Raporu

Özal Üniversitesi olarak bizim kayısıya bakış acımız tamamen bilimseldir. Ülkemizin..

12 Mayıs’ta  Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde (MTÜ) düzenlenen Covid-19 sürecinde Malatya’da kuru kayısı ve tarım sektörü” konulu e-panelin raporu yayınlandı. Rapor hakkında bir değerlendirme yapan Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Üniversite olarak 2 yılık süreçte 29 Aralık 2018 tarihinde “Kuru Kayısı Üretimi ve Pazarlanmasında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı ve Raporunu,  6-10 Temmuz 2019 tarihleri arasında “17. Uluslararası Kayısı Islahı ve Yetiştiriciliği” Sempozyumu, 30 Nisan 2020 tarihinde  “Ziraat Fakültesi Öğretim Üyeleri Kayısıda Çiçek Monilyası”  e-çalıştay ve raporu ve son olarak da 12 Mayıs 2020 tarihinde   “Covıd-19 Sürecinde Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” konulu e-panel düzenledik. Covid_19 sürecinde 2 tane kayısı ile ilgili çalışma gerçekleştirdik. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bizim kayısıya bakış acımız tamamen bilimseldir. Ülkemizin milli ve stratejik ürünü olan kayının üretiminde, yetiştirilmesinde, pazarlanmasında, endüstriyel kullanımında, hem de  akademik kısmında, alanında yılın 365 günü 24 saatinde varız. Önemli olan soruna Ortak akıl, Ortak fikir, Ortak sorumluluk, Akademik ve bilimsel katkı sunmak ve  Ortak çözüm bulabilmektir. Kayısının sorunlarının çözüm ortaklığında şuanda kayısının ve kayısı çekirdeğinin endüstriyel kullanımı için üretim yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi her zaman var olacaktır.  Moderatörlüğünü MTÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yıldırım’ın yaptığı, konuşmacı olarak da; MTÜ Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan,  Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit, MTÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Gündüz ve TZOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Yunus Kılınç katıldığı e-panelin raporunda “1-Covid-19 salgını ile birlikte, dünyada tarım ve gıdanın ne kadar önemli olduğu doğa eliyle insanlara bir kez daha hatırlatılmıştır. Tarım ve gıda sektörü insanların temel ihtiyaçlarını karşılayan bir sektör olduğu için üretimin durdurulması veya kesintiye uğratılması mümkün değildir, araziye inmeden üretim yapmak mümkün değildir. Bu sebeple tarımsal üretimi sekteye uğratacak her türlü olumsuzluktan kaçınılmalıdır. 2-Malatya ili 700 rakımdan 1600 rakıma kadar bitkisel üretim faaliyetlerinin yapılabildiği, geniş yaylaları ile de hayvancılık faaliyetlerinin sürdürüldüğü önemli bir tarım şehridir.  İlin önemli oranda atıl bırakılan tarım arazisinin, uygulanabilir üretim planlarını uygulamaya yönlendirilmesi ile ülkenin ihtiyaç duyduğu birçok ürünü yetiştirme potansiyeli vardır. Malatya ili var olan potansiyelini hayvan sayısı ve bitkisel üretim çeşitliliğini artırma yönünde harekete geçirdiğinde, yaratacağı katma değerlerle bir sanayi ve sağlık şehri olmanın yanında gerçek anlamda bir tarım şehri olabilecektir. 3-Malatya’da yeni sulamaya açılacak alanlarda planlamaya dayalı üretim desenlerinin geliştirilerek ülkemizin ve Malatya’mızın ihtiyaç duyduğu ürünlerde üretim artışlarına katkı sunulması için kamu eliyle yapılacak yönlendirmelere ihtiyaç vardır. 4-Malatya’nın tarımsal hasılasını artıracak önemli yatırımlardan olan Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Malatya Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ile Sera Organize Sanayi Bölgesi çalışmaları bir an önce tamamlanmalıdır. 5-Malatya ticari hayatının finansman ihtiyacını ve finansa kaynaklarına erişimini kolaylaştıracak Eximbank’ın Malatya‘da da şubeleşmesi yönünde girişimlerde bulunulmalıdır.  6-Lisanslı depo yatırımı tamamlanarak özellikle Covid-19 sürecinde devreye sokulmalıdır. Bu hem arz güvencesi sağlayacak hem de üreticinin ihtiyaç duyduğu finansmanın bir miktarı karşılanmış olacaktır. 7-Dünya, Covid-19’u ekonomik olarak Gıda 20 ile yenebilir. Gıdada kendine yeter ülkeler, bu süreci daha kolaya atlatabilecektir. Türkiye’nin üretim potansiyeli ve gücü, sadece kendisi için değil aynı zamanda dünyada gıda güvencesi olmayan ülkelere de gıda tedarik edebilecek yapıdadır. Bu avantajını hem yardım yaparak sosyal yönünün güçlülüğünü hem de gıda ihracatı yoluyla ekonomik kazanca dönüştürebilir. 8-Covid-19 salgın dönemi, kayısı yetiştiriciliğinde Çiçek Monilya hastalığının yaygın görüldüğü bir zaman dilimine denk gelmiştir. Hastalığın yoğun olarak, organik üreticilik yapan işletmelerdeki kayısı ağaçlarında görüldüğü, konvansiyonel yetiştiricilik yapılan işletmelerde hastalık yoğunluğun düşük olduğu anlaşılmıştır. Hastalık nedeniyle oluşan ürün kayıplarının çiftçilerin ekonomik beklentilerini nasıl etkileyeceği araştırılmalı ve tedbirler geliştirilmelidir. 9-Kayısı üreticiliğini uzun yıllardır bir kültüre dönüştürerek gerçekleştiren ve uzmanlaşmış olduğu düşünülen Malatya çiftçisin, monilya hastalığına karşı tutumu da göstermiştir ki sair nedenlerle (düşük gelir, mesleki bilgi yetersizliği, tarımdan vazgeçme isteği, tarım dışı gelire odaklanma gibi) yetiştiricilik kısmında çeşitli sorunlarla hala boğuştuğu anlaşılmaktadır. Çiftçinin ihtiyaç duyduğu güvenilir bilgiyi klasik yayım metotlarından öte doğru ve etkin iletişim kanalları ile paylaşma zorunluluğu hâsıl olmuştur. Malatya Turgut Özal Üniversitesi idari anlayışı ve Ziraat Fakültesinde yetişmiş deneyimli akademisyenlerinin araştırma sonuçlarına dayalı olarak ortaya koydukları ve çiftçilerimizin ihtiyaç duyduğu bilgiyi uygun formatta ilgili kurumlarla işbirliği içinde yayım potansiyeli vardır. Gerek örgün gerekse sahip olduğu uzaktan eğitim altyapısı ile Tarım ve Orman Bakanlığının belirlediği alanlarda çiftçi eğitimini yapabilecek kapasite ve yetkinliğe sahiptir. Konu ile ilgili diğer aktörlerinde desteği ile çiftçi eğitimi üzerine planlamalar yapılmalıdır.    10-Kayısı yetiştiriciliğinde mücadelede kullanılan kimyasalların aktif madde içeriklerinin tespit edilmesi amacıyla numunelerinin rutin olarak alınıp Bakanlığın yetkili laboratuarlarında analiz amaçlı gönderilmesi ve sonuçlarının paylaşılması gerekmektedir. Lisanslı olmayan ve merdiven altı üretilen kimyasalların varlığının tespiti için denetimler sıklaştırılmalı, ilaç bayiliğinin, mesleği yapmaya ehliyetli kişiler tarafından yapılıp yapılmadığı da sıkı kontrol edilmelidir. 11-Kayısıda meyve dökümlerinin döllenme sorunundan da kaynaklanacağı gözden kaçırılmamalıdır. Çiftçilere, bahçelerinde arı kovanları bulundurmalarına yönelik İl Müdürlüğü aracılığıyla yapılan tavsiyelere devam edilmelidir. 12-Temel bir gıda ürünü olmayan kuru kayısının ve kayısı çekirdeğinin bağışıklığı güçlendirici yönünün ve sağlığa faydalarına ilişkin bulgularının doğru pazarlama kanalları ile etkin bir tanıtımı yapılarak, Covid-19 süreci gibi olağan dışı durumlarda da hem yurt içi hem de yurt dışı tüketimini arttırma çalışmalarına odaklanmalıdır. Covid-19 süreci, kayısından sağlık alanında yararlanmak için iyi bir fırsat olabilir. 13-Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından geliştirilen ve kısa süre önce kullanıma açılan Dijital Tarım Pazarı Platformunun (DİTAP), kuru kayısı pazarlama ve süreç yönetimi araçlarından birisi olarak etkin bir şekilde kullanılabilmesi için sistemin üretici ve sektörün diğer aktörlerine hızlıca tanıtılması ve sisteme müdahil olmalarının teşvik edilmesine yönelik yayım çalışmalarının koordine edilmesi gerekmektedir. 14-“Su-i misal emsal teşkil etmez” deyişi rehber edinilerek Malatya kuru kayısı sektörü için kötü anılara sahip Kayısı Birlik oluşturulması konusu yeniden gündeme getirilmelidir. Bir önceki tecrübeden ders alınacak şekilde sektörün bütün aktörlerinin temsil edildiği bir çatı örgüt tarafından Türkiye’deki iyi örnekleri referans alan denetlenebilir, kontrol edilebilir ve güçlü mevzuata dayalı bir birliğin kurulması sektörün tüm paydaşları tarafından arzu edilmektedir. 15-Kuru kayısı ihracatında zaman zaman piyasayı bozucu davranışlar sergileyen firmaların önüne geçilmesi için, ihracatçıların Gold, Silver, Platinium gibi sınıflarda kategorize edilmesi gerekmektedir. Bu yolla alıcılar ile satıcılar arasındaki güven düzeyi de yükselecektir. 16-Kuru kayısıdaki kükürt oranı sürekli olarak sorun teşkil etmekte ve ürünlerin iadesine ve cezai müeyyidelerin uygulanmasına neden olmaktadır. Bu durum dünyada kuru kayısının ününü kötü etkilemektedir. Kükürt oranının sağlık üzerine etkileri konusunda bilimsel araştırma sonuçlarına dayalı yeni öneriler geliştirilmelidir. Kükürt analiz yapan akredite laboratuarlar sıklıkla denetlenmelidir. 17_Türkiye’de kuru kayısı üretiminin neredeyse tamamının yapıldığı bir il olan Malatya’dan ihracat yapılmamasından kaynaklı bazı ekonomik kayıplar meydana gelmektedir. Sektör paydaşları, ilgili Bakanlıklarla iletişime geçilerek Malatya merkezli bir ihracatçılar Birliğinin ihdas edilmesini önermektedirler. 18-Kuru kayısıda da sözleşmeli üretim modeline yönelik çalışmalar yapılarak arz ve fiyat güvencesi oluşturulmalıdır. DİTAP bunun için ilk adım olabilir. 19-Kuru kayısı ihracatında belirli ülkelere her yıl aynı miktarda ihracat yapılırken bunun neden arttırılamadığı, bazı ülkelere ihracat miktarımızın neden düştüğü araştırılarak mevcut pazarı korumak ve yeni pazar arayışları için sanayiciyi motive edecek politik araçlar sisteme entegre edilmelidir. 20-Kuru kayısı piyasasında arz ve talep nedeniyle oluşacak bozulmaları azaltmak amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) fındık, üzüm ve incir de yaptığı müdahale araçlarını kuru kayısı için de kullanması zaruri hale gelmiştir. 21-Kayısı yetiştiriciliğinde yaşanan agro-ekolojik ve işletme yöneticiliğine yönelik sorunlar nedeniyle ileride kayısı alanlarında yaşanacak daralmayı şimdiden önlemek, kayısı yetiştiriciliğine uygun olmayan alanlarda TARSİM raporlarından yararlanılarak diklime müsaade edilmemesi vb sorunları değerlendiren Valiliğimiz uhdesinde bir kayısı kriz masası oluşturulmalıdır. 22-Covid-19 sürecinde diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi kayısıda da en önemli açmaz olarak, hasat döneminde yaşanabilecek işgücü arzındaki sorunlar görülmüştür. Bakanlık tarafından çiftçilerin araziye inmeleri önündeki engeller ile mevsimlik tarım işçilerinin seyahat kısıtlamasının kaldırılması tedbiri bu sorunun çözümüne katkı sunmuştur. Malatya’da kayısı hasat döneminde ihtiyaç duyulan 4 milyon günlük işgücünün, ortalama hasat süresi olan 32 güne bölünmesi ile yaklaşık 125 bin işgücüne ihtiyaç duyulduğu bilinmektedir. İşgücü ihtiyacının 75-80 bin dolayında olan kısmı çiftçi ailesi ve ilden karşılanmakta ancak geri kalan 45-50 bin kişilik kısmı ise mevsimlik işçilerden sağlanmaktadır. Bakanlık tarafından serbestiyet sağlanan mevsimlik işçilerin sağlık endişesiyle Malatya’ya seyahat edip etmeyecekleri bir risk olarak görülmektedir. Tarım İl Müdürlüğü tarafından işgücü ihtiyacı duyan çiftçilerin taleplerinin alındığı ifade edilmekle birlikte mevsimlik işçilerin sağlık endişesiyle yeterli miktarda arz oluşturamaması halinde, işgücü arzını sağlayacak mutlak surette bir  “B Planı” hazırlanmalıdır. 23-Mevsimlik işgücü arzının sağlandığı illerin Valilikleri ve diğer aktörleri ile hızlıca iletişime geçilerek, mevsimlik işgücünün seyahat yasağının ve yaş sınırının olmadığı yönünde duyurular yapılması sağlanmalıdır. 24-Malatya’ya gelecek mevsimlik işçilerin mutlak surette Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) testine tabi tutulması, çalışma esnasında uyacakları kuralların belirlenmesi ve iyi tarif edilmesi elzemdir. 25-Kuru kayısı üretim miktarında uzun yıllar ortalamasına göre bir miktar düşüş öngörülmüş olsa dahi bu miktarın ihracatı ve dolayısıyla üretici gelirlerini etkilemeyeceği anlaşılmıştır. 26-Ağustos ayında başlayacak yeni sezon kuru kayısı ihracatında olası problemlerin yaşanmaması adına ihracatçılarımızın mutlak surette şimdiden bağlantılarını kurmaları, ihraç fazlası ürünün yurt içi tüketimin sağlamak amacıyla da kamu eliyle yönlendirmeler yapılması gerekliliği hâsıl oluşmuştur. 27-Malatya’nın en önemli tarımsal ürünü olan kayısıda kurumlar arası işbirliğinin, birlikte düşünmenin ve kayısının ortak payda olduğu fikrinin her alanda kendisini htirmesi için mutlak surette Malatya Turgut Özel Üniversitesi öncülüğünde, bilimin ışığında sektörün tüm kesimlerinden yetkin kişilerden oluşan bir “Kayısı Bilim Kurulu” oluşturulmalıdır.  28-Ortak akıl oluşturmak amacıyla bu panel ve benzeri bilimsel ve sosyal içerikli organizasyonlarının tekrarlanmasında yarar görülmektedir.” Bilgileri yer aldı.
Özal Üniversitesi olarak bizim kayısıya bakış acımız tamamen bilimseldir. Ülkemizin..

12 Mayıs’ta  Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde (MTÜ) düzenlenen Covid-19 sürecinde Malatya’da kuru kayısı ve tarım sektörü” konulu e-panelin raporu yayınlandı. Rapor hakkında bir değerlendirme yapan Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Üniversite olarak 2 yılık süreçte 29 Aralık 2018 tarihinde “Kuru Kayısı Üretimi ve Pazarlanmasında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı ve Raporunu,  6-10 Temmuz 2019 tarihleri arasında “17. Uluslararası Kayısı Islahı ve Yetiştiriciliği” Sempozyumu, 30 Nisan 2020 tarihinde  “Ziraat Fakültesi Öğretim Üyeleri Kayısıda Çiçek Monilyası”  e-çalıştay ve raporu ve son olarak da 12 Mayıs 2020 tarihinde   “Covıd-19 Sürecinde Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” konulu e-panel düzenledik. Covid_19 sürecinde 2 tane kayısı ile ilgili çalışma gerçekleştirdik. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bizim kayısıya bakış acımız tamamen bilimseldir. Ülkemizin milli ve stratejik ürünü olan kayının üretiminde, yetiştirilmesinde, pazarlanmasında, endüstriyel kullanımında, hem de  akademik kısmında, alanında yılın 365 günü 24 saatinde varız. Önemli olan soruna Ortak akıl, Ortak fikir, Ortak sorumluluk, Akademik ve bilimsel katkı sunmak ve  Ortak çözüm bulabilmektir. Kayısının sorunlarının çözüm ortaklığında şuanda kayısının ve kayısı çekirdeğinin endüstriyel kullanımı için üretim yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi her zaman var olacaktır. 

Moderatörlüğünü MTÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yıldırım’ın yaptığı, konuşmacı olarak da; MTÜ Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan,  Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit, MTÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Gündüz ve TZOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Yunus Kılınç katıldığı e-panelin raporunda

“1-Covid-19 salgını ile birlikte, dünyada tarım ve gıdanın ne kadar önemli olduğu doğa eliyle insanlara bir kez daha hatırlatılmıştır. Tarım ve gıda sektörü insanların temel ihtiyaçlarını karşılayan bir sektör olduğu için üretimin durdurulması veya kesintiye uğratılması mümkün değildir, araziye inmeden üretim yapmak mümkün değildir. Bu sebeple tarımsal üretimi sekteye uğratacak her türlü olumsuzluktan kaçınılmalıdır.

2-Malatya ili 700 rakımdan 1600 rakıma kadar bitkisel üretim faaliyetlerinin yapılabildiği, geniş yaylaları ile de hayvancılık faaliyetlerinin sürdürüldüğü önemli bir tarım şehridir.  İlin önemli oranda atıl bırakılan tarım arazisinin, uygulanabilir üretim planlarını uygulamaya yönlendirilmesi ile ülkenin ihtiyaç duyduğu birçok ürünü yetiştirme potansiyeli vardır. Malatya ili var olan potansiyelini hayvan sayısı ve bitkisel üretim çeşitliliğini artırma yönünde harekete geçirdiğinde, yaratacağı katma değerlerle bir sanayi ve sağlık şehri olmanın yanında gerçek anlamda bir tarım şehri olabilecektir.

3-Malatya’da yeni sulamaya açılacak alanlarda planlamaya dayalı üretim desenlerinin geliştirilerek ülkemizin ve Malatya’mızın ihtiyaç duyduğu ürünlerde üretim artışlarına katkı sunulması için kamu eliyle yapılacak yönlendirmelere ihtiyaç vardır.

4-Malatya’nın tarımsal hasılasını artıracak önemli yatırımlardan olan Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Malatya Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ile Sera Organize Sanayi Bölgesi çalışmaları bir an önce tamamlanmalıdır.

5-Malatya ticari hayatının finansman ihtiyacını ve finansa kaynaklarına erişimini kolaylaştıracak Eximbank’ın Malatya‘da da şubeleşmesi yönünde girişimlerde bulunulmalıdır. 

6-Lisanslı depo yatırımı tamamlanarak özellikle Covid-19 sürecinde devreye sokulmalıdır. Bu hem arz güvencesi sağlayacak hem de üreticinin ihtiyaç duyduğu finansmanın bir miktarı karşılanmış olacaktır.

7-Dünya, Covid-19’u ekonomik olarak Gıda 20 ile yenebilir. Gıdada kendine yeter ülkeler, bu süreci daha kolaya atlatabilecektir. Türkiye’nin üretim potansiyeli ve gücü, sadece kendisi için değil aynı zamanda dünyada gıda güvencesi olmayan ülkelere de gıda tedarik edebilecek yapıdadır. Bu avantajını hem yardım yaparak sosyal yönünün güçlülüğünü hem de gıda ihracatı yoluyla ekonomik kazanca dönüştürebilir.

8-Covid-19 salgın dönemi, kayısı yetiştiriciliğinde Çiçek Monilya hastalığının yaygın görüldüğü bir zaman dilimine denk gelmiştir. Hastalığın yoğun olarak, organik üreticilik yapan işletmelerdeki kayısı ağaçlarında görüldüğü, konvansiyonel yetiştiricilik yapılan işletmelerde hastalık yoğunluğun düşük olduğu anlaşılmıştır. Hastalık nedeniyle oluşan ürün kayıplarının çiftçilerin ekonomik beklentilerini nasıl etkileyeceği araştırılmalı ve tedbirler geliştirilmelidir.

9-Kayısı üreticiliğini uzun yıllardır bir kültüre dönüştürerek gerçekleştiren ve uzmanlaşmış olduğu düşünülen Malatya çiftçisin, monilya hastalığına karşı tutumu da göstermiştir ki sair nedenlerle (düşük gelir, mesleki bilgi yetersizliği, tarımdan vazgeçme isteği, tarım dışı gelire odaklanma gibi) yetiştiricilik kısmında çeşitli sorunlarla hala boğuştuğu anlaşılmaktadır. Çiftçinin ihtiyaç duyduğu güvenilir bilgiyi klasik yayım metotlarından öte doğru ve etkin iletişim kanalları ile paylaşma zorunluluğu hâsıl olmuştur. Malatya Turgut Özal Üniversitesi idari anlayışı ve Ziraat Fakültesinde yetişmiş deneyimli akademisyenlerinin araştırma sonuçlarına dayalı olarak ortaya koydukları ve çiftçilerimizin ihtiyaç duyduğu bilgiyi uygun formatta ilgili kurumlarla işbirliği içinde yayım potansiyeli vardır. Gerek örgün gerekse sahip olduğu uzaktan eğitim altyapısı ile Tarım ve Orman Bakanlığının belirlediği alanlarda çiftçi eğitimini yapabilecek kapasite ve yetkinliğe sahiptir. Konu ile ilgili diğer aktörlerinde desteği ile çiftçi eğitimi üzerine planlamalar yapılmalıdır.   

10-Kayısı yetiştiriciliğinde mücadelede kullanılan kimyasalların aktif madde içeriklerinin tespit edilmesi amacıyla numunelerinin rutin olarak alınıp Bakanlığın yetkili laboratuarlarında analiz amaçlı gönderilmesi ve sonuçlarının paylaşılması gerekmektedir. Lisanslı olmayan ve merdiven altı üretilen kimyasalların varlığının tespiti için denetimler sıklaştırılmalı, ilaç bayiliğinin, mesleği yapmaya ehliyetli kişiler tarafından yapılıp yapılmadığı da sıkı kontrol edilmelidir.

11-Kayısıda meyve dökümlerinin döllenme sorunundan da kaynaklanacağı gözden kaçırılmamalıdır. Çiftçilere, bahçelerinde arı kovanları bulundurmalarına yönelik İl Müdürlüğü aracılığıyla yapılan tavsiyelere devam edilmelidir.

12-Temel bir gıda ürünü olmayan kuru kayısının ve kayısı çekirdeğinin bağışıklığı güçlendirici yönünün ve sağlığa faydalarına ilişkin bulgularının doğru pazarlama kanalları ile etkin bir tanıtımı yapılarak, Covid-19 süreci gibi olağan dışı durumlarda da hem yurt içi hem de yurt dışı tüketimini arttırma çalışmalarına odaklanmalıdır. Covid-19 süreci, kayısından sağlık alanında yararlanmak için iyi bir fırsat olabilir.

13-Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından geliştirilen ve kısa süre önce kullanıma açılan Dijital Tarım Pazarı Platformunun (DİTAP), kuru kayısı pazarlama ve süreç yönetimi araçlarından birisi olarak etkin bir şekilde kullanılabilmesi için sistemin üretici ve sektörün diğer aktörlerine hızlıca tanıtılması ve sisteme müdahil olmalarının teşvik edilmesine yönelik yayım çalışmalarının koordine edilmesi gerekmektedir.

14-“Su-i misal emsal teşkil etmez” deyişi rehber edinilerek Malatya kuru kayısı sektörü için kötü anılara sahip Kayısı Birlik oluşturulması konusu yeniden gündeme getirilmelidir. Bir önceki tecrübeden ders alınacak şekilde sektörün bütün aktörlerinin temsil edildiği bir çatı örgüt tarafından Türkiye’deki iyi örnekleri referans alan denetlenebilir, kontrol edilebilir ve güçlü mevzuata dayalı bir birliğin kurulması sektörün tüm paydaşları tarafından arzu edilmektedir.

15-Kuru kayısı ihracatında zaman zaman piyasayı bozucu davranışlar sergileyen firmaların önüne geçilmesi için, ihracatçıların Gold, Silver, Platinium gibi sınıflarda kategorize edilmesi gerekmektedir. Bu yolla alıcılar ile satıcılar arasındaki güven düzeyi de yükselecektir.

16-Kuru kayısıdaki kükürt oranı sürekli olarak sorun teşkil etmekte ve ürünlerin iadesine ve cezai müeyyidelerin uygulanmasına neden olmaktadır. Bu durum dünyada kuru kayısının ününü kötü etkilemektedir. Kükürt oranının sağlık üzerine etkileri konusunda bilimsel araştırma sonuçlarına dayalı yeni öneriler geliştirilmelidir. Kükürt analiz yapan akredite laboratuarlar sıklıkla denetlenmelidir.

17_Türkiye’de kuru kayısı üretiminin neredeyse tamamının yapıldığı bir il olan Malatya’dan ihracat yapılmamasından kaynaklı bazı ekonomik kayıplar meydana gelmektedir. Sektör paydaşları, ilgili Bakanlıklarla iletişime geçilerek Malatya merkezli bir ihracatçılar Birliğinin ihdas edilmesini önermektedirler.

18-Kuru kayısıda da sözleşmeli üretim modeline yönelik çalışmalar yapılarak arz ve fiyat güvencesi oluşturulmalıdır. DİTAP bunun için ilk adım olabilir.

19-Kuru kayısı ihracatında belirli ülkelere her yıl aynı miktarda ihracat yapılırken bunun neden arttırılamadığı, bazı ülkelere ihracat miktarımızın neden düştüğü araştırılarak mevcut pazarı korumak ve yeni pazar arayışları için sanayiciyi motive edecek politik araçlar sisteme entegre edilmelidir.

20-Kuru kayısı piyasasında arz ve talep nedeniyle oluşacak bozulmaları azaltmak amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) fındık, üzüm ve incir de yaptığı müdahale araçlarını kuru kayısı için de kullanması zaruri hale gelmiştir.

21-Kayısı yetiştiriciliğinde yaşanan agro-ekolojik ve işletme yöneticiliğine yönelik sorunlar nedeniyle ileride kayısı alanlarında yaşanacak daralmayı şimdiden önlemek, kayısı yetiştiriciliğine uygun olmayan alanlarda TARSİM raporlarından yararlanılarak diklime müsaade edilmemesi vb sorunları değerlendiren Valiliğimiz uhdesinde bir kayısı kriz masası oluşturulmalıdır.

22-Covid-19 sürecinde diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi kayısıda da en önemli açmaz olarak, hasat döneminde yaşanabilecek işgücü arzındaki sorunlar görülmüştür. Bakanlık tarafından çiftçilerin araziye inmeleri önündeki engeller ile mevsimlik tarım işçilerinin seyahat kısıtlamasının kaldırılması tedbiri bu sorunun çözümüne katkı sunmuştur. Malatya’da kayısı hasat döneminde ihtiyaç duyulan 4 milyon günlük işgücünün, ortalama hasat süresi olan 32 güne bölünmesi ile yaklaşık 125 bin işgücüne ihtiyaç duyulduğu bilinmektedir. İşgücü ihtiyacının 75-80 bin dolayında olan kısmı çiftçi ailesi ve ilden karşılanmakta ancak geri kalan 45-50 bin kişilik kısmı ise mevsimlik işçilerden sağlanmaktadır. Bakanlık tarafından serbestiyet sağlanan mevsimlik işçilerin sağlık endişesiyle Malatya’ya seyahat edip etmeyecekleri bir risk olarak görülmektedir. Tarım İl Müdürlüğü tarafından işgücü ihtiyacı duyan çiftçilerin taleplerinin alındığı ifade edilmekle birlikte mevsimlik işçilerin sağlık endişesiyle yeterli miktarda arz oluşturamaması halinde, işgücü arzını sağlayacak mutlak surette bir  “B Planı” hazırlanmalıdır.

23-Mevsimlik işgücü arzının sağlandığı illerin Valilikleri ve diğer aktörleri ile hızlıca iletişime geçilerek, mevsimlik işgücünün seyahat yasağının ve yaş sınırının olmadığı yönünde duyurular yapılması sağlanmalıdır.

24-Malatya’ya gelecek mevsimlik işçilerin mutlak surette Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) testine tabi tutulması, çalışma esnasında uyacakları kuralların belirlenmesi ve iyi tarif edilmesi elzemdir.

25-Kuru kayısı üretim miktarında uzun yıllar ortalamasına göre bir miktar düşüş öngörülmüş olsa dahi bu miktarın ihracatı ve dolayısıyla üretici gelirlerini etkilemeyeceği anlaşılmıştır.

26-Ağustos ayında başlayacak yeni sezon kuru kayısı ihracatında olası problemlerin yaşanmaması adına ihracatçılarımızın mutlak surette şimdiden bağlantılarını kurmaları, ihraç fazlası ürünün yurt içi tüketimin sağlamak amacıyla da kamu eliyle yönlendirmeler yapılması gerekliliği hâsıl oluşmuştur.

27-Malatya’nın en önemli tarımsal ürünü olan kayısıda kurumlar arası işbirliğinin, birlikte düşünmenin ve kayısının ortak payda olduğu fikrinin her alanda kendisini htirmesi için mutlak surette Malatya Turgut Özel Üniversitesi öncülüğünde, bilimin ışığında sektörün tüm kesimlerinden yetkin kişilerden oluşan bir “Kayısı Bilim Kurulu” oluşturulmalıdır. 

28-Ortak akıl oluşturmak amacıyla bu panel ve benzeri bilimsel ve sosyal içerikli organizasyonlarının tekrarlanmasında yarar görülmektedir.” Bilgileri yer aldı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.