deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Arslantepe’ye Adanan Bir Ömür | Prof. Dr. Marcella Frangipane

YAŞAM 04.01.2021 - 22:26, Güncelleme: 15.06.2021 - 12:24
 

Arslantepe’ye Adanan Bir Ömür | Prof. Dr. Marcella Frangipane

Malatya’nın 7 km. kuzeydoğusunda, Fırat ırmağının (Karakaya Baraj Gölü) batı kıyısı yakınındaki Orduzu Beldesinde yer alan Arslantepe Höyüğü’nün Kültür Dolgusu 30 m. yüksekliğindedir. M.Ö. 5000 yıllarından M.S. 11. yy.a kadar yerleşim görmüştür. M.S. 5-6. yy.lar arasında Roma köyü olarak kullanılmış ve daha sonra Bizans Nekropolü (mezarlık) olarak yerleşimini tamamlamıştır.   İzlemek için tıklayın https://www.youtube.com/watch?v=dVzB2qfFdLs&t=339s Höyükte yapılan kazılar sonucunda; M.Ö. 3300-3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, M.Ö.3600-3500’lere ait tapınak, iki bini aşkın mühür baskısı, kaliteli metal eserler bulunmuştur. Elde edilen veriler göstermektedir ki o dönemde Arslantepe, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkezdir. Sarayın koridor duvarları baskı motif ve duvar resimleri ile bezenmiştir. Binanın çeşitli bölümlerinde çok sayıda mühür baskısının bulunması, idari etkinliklerin yoğunluğunu ve bu işlerde, malları depolardan alma ve mühürleme yetkisi bulunan çok sayıda memurun çalıştığını ortaya koymaktadır. Duvarlardaki zengin bezeme ve kabartmalar da gücü simgelemektedir. Bu bütün etkinliklerin merkezileştirildiği, kayıt amacıyla etkin bir mühürleme sisteminin kullanıldığı ve giderek bürokrasinin geliştiği, güçlü siyasi ve dini kurumları olan bir devlet sisteminin doğuşuna kanıttır. Geçmişte daha çok dinsel amaçlar için yapılan büyük yapı ilk kez başka işlevler de kazanıp içinde kamu hizmetlerinin de görüldüğü, mimari açıdan gelişmiş, böylece Yakın Doğu’da sarayın başlangıcını oluşturmuştur. Dünyanın En Eski Kılıçları Malatya Arslantepe Höyüğü’ndeki eski kerpiç saray yapısında yapılan kazılarda 42 yıl önce bulunan 5 bin yıllık kılıçlar, dünyanın yine bulunabilen en eski kılıçları olma özelliğini taşıyor. Prof. Dr. Marcella Frangipane, Arslantepe’de ortaya çıkarılan metal eserlerin bilhassa saray döneminde olağanüstü bir gelişme gösterdiğini anlatırken, buluntuların arasında yer alan 9 kılıcın dünyada bugüne kadar bulunan en eski metal kılıç olduğunu söyledi. Frangipane “Kılıçların yapımında kullanılan teknoloji dikkat çekici. 5 bin yıl öncesine ait kılıçlar bakır ve arsenik alaşımıyla imal edilmiş ve bazılarının kabzasına gümüş işleme yapılmış. Şimdiye kadar ilk defa bu özellikte bir kılıçlar bulduk. Çok eski, çok önemli eserler. Bu kılıçlar burada bir savaşın yapıldığını gösteriyor” dedi. 1976 yılında ortaya çıkarılan, bulunduğu dönem sarayla yaşıt olduğu ileri sürülmekle birlikte bu iddia o dönem pek kabul görmeyen, ancak 2000li yıllarda geliştirilmiş yöntemlerle yapılan analizlerle “dünyanın en eskisi” olduğu kanıtlan kılıçlar Malatya Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Prof. Frangipane “Milattan Önce 3200-3300 yıllarda çok gelişmiş bir teknolojiye rastlıyoruz. Bakır ve arsenik kullanılmış ama kalay yok. Henüz kalay kullanmaya başlamamışlar. Arsenik, kalayın gördüğü işi görüyor ve kılıçların sertleşmesini sağlıyor. Kılıcın üst tarafında yer alan gümüş süsleme çok sofistike bir şey. Arslantepe’de bulunan kılıçlardan sonra en eski kılıçlar Alacahöyük’te bulundu. Oradaki kılıç ise Milattan Önce 2400’e tarihleniyor; yani Arslantepe’deki kılıçlarla arasında neredeyse bin yıl fark var. Dolayısıyla dünyanın en eski kılıçlarını bulduk. Başka bir yerde olabilir ama daha bulamadık. Bu nedenle şimdiye kadar bilinen en eski kılıç Arslantepe’de bulunan kılıçlar” dedi. Arslantepe Kazı Heyetince hazırlanan tanıtım içerikli bir yayında ise şu bilgiler yer alıyor: “Arslantepe’de metal eserler saray döneminde olağanüstü bir gelişme gösterdi. Aynı zamanda, bu dönemdeki Mezopotamya merkezlerinde metal talebinde bir artış meydana geldi. Seçkin bir buluntu grubunu oluşturan bu yeni nesneler, farklı metallerden yapılıyordu (bakır, kurşun, gümüş ve bunların alaşımları). Bunların arasında 12 mızrak ve 9 kılıç özellikle dikkati çeker. Arsenikli bakırdan yapılan bu objeler, bir grup olarak, saray odalarından birinin içinde, belki bir kemer tokası olabilecek, üzerinde dörtlü spiral motifi bulunan bir levha ile birlikte tespit edildi. İzlemek için tıklayın https://www.youtube.com/watch?v=dVzB2qfFdLs&t=339s Aslında silahlar, temsili ya da törensel bir özelliğe sahip olduğunu düşündüren biçimde yapının duvarına asılıydı. Günümüzde, sözü edilen bu yapının kuzey kısmı kısmen tahrip edilmiştir. Mızrak uçları bir sonraki dönem olan III. binyılda yaygınlaşacak olan mızrakların öncüsüydü. Kılıçlar ise kesinlikle silah kullanımının ilk örneğini oluşturmaktaydılar. Bundan sonraki yaklaşık bin yıllık süreyi kapsayacak zaman dilimine tarihlenen başka bir yerleşim yerinde böyle buluntular tespit edilmedi. Bu kılıçların üçünün kabzası gümüş kakmalıdır; bir örnekte ise kazı bezeme ile yapılmış motifler bulunmaktadır. Kılıç ve mızrak formlarının bileşimi, askeri aletlerin gelişmekte olduğunu ve savaşmak için gerekli yeni silahların tasarımına başlandığını gösteriyordu. Siyasi iktidar, doğasını değiştirmeye ve isteklerini yerine getirmeye başlıyordu”.   İzlemek için tıklayın https://www.youtube.com/watch?v=dVzB2qfFdLs&t=339s

Malatya’nın 7 km. kuzeydoğusunda, Fırat ırmağının (Karakaya Baraj Gölü) batı kıyısı yakınındaki Orduzu Beldesinde yer alan Arslantepe Höyüğü’nün Kültür Dolgusu 30 m. yüksekliğindedir. M.Ö. 5000 yıllarından M.S. 11. yy.a kadar yerleşim görmüştür. M.S. 5-6. yy.lar arasında Roma köyü olarak kullanılmış ve daha sonra Bizans Nekropolü (mezarlık) olarak yerleşimini tamamlamıştır.

 

İzlemek için tıklayın https://www.youtube.com/watch?v=dVzB2qfFdLs&t=339s

Höyükte yapılan kazılar sonucunda; M.Ö. 3300-3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, M.Ö.3600-3500’lere ait tapınak, iki bini aşkın mühür baskısı, kaliteli metal eserler bulunmuştur. Elde edilen veriler göstermektedir ki o dönemde Arslantepe, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkezdir. Sarayın koridor duvarları baskı motif ve duvar resimleri ile bezenmiştir. Binanın çeşitli bölümlerinde çok sayıda mühür baskısının bulunması, idari etkinliklerin yoğunluğunu ve bu işlerde, malları depolardan alma ve mühürleme yetkisi bulunan çok sayıda memurun çalıştığını ortaya koymaktadır. Duvarlardaki zengin bezeme ve kabartmalar da gücü simgelemektedir. Bu bütün etkinliklerin merkezileştirildiği, kayıt amacıyla etkin bir mühürleme sisteminin kullanıldığı ve giderek bürokrasinin geliştiği, güçlü siyasi ve dini kurumları olan bir devlet sisteminin doğuşuna kanıttır. Geçmişte daha çok dinsel amaçlar için yapılan büyük yapı ilk kez başka işlevler de kazanıp içinde kamu hizmetlerinin de görüldüğü, mimari açıdan gelişmiş, böylece Yakın Doğu’da sarayın başlangıcını oluşturmuştur. Dünyanın En Eski Kılıçları Malatya Arslantepe Höyüğü’ndeki eski kerpiç saray yapısında yapılan kazılarda 42 yıl önce bulunan 5 bin yıllık kılıçlar, dünyanın yine bulunabilen en eski kılıçları olma özelliğini taşıyor. Prof. Dr. Marcella Frangipane, Arslantepe’de ortaya çıkarılan metal eserlerin bilhassa saray döneminde olağanüstü bir gelişme gösterdiğini anlatırken, buluntuların arasında yer alan 9 kılıcın dünyada bugüne kadar bulunan en eski metal kılıç olduğunu söyledi. Frangipane “Kılıçların yapımında kullanılan teknoloji dikkat çekici. 5 bin yıl öncesine ait kılıçlar bakır ve arsenik alaşımıyla imal edilmiş ve bazılarının kabzasına gümüş işleme yapılmış. Şimdiye kadar ilk defa bu özellikte bir kılıçlar bulduk. Çok eski, çok önemli eserler. Bu kılıçlar burada bir savaşın yapıldığını gösteriyor” dedi. 1976 yılında ortaya çıkarılan, bulunduğu dönem sarayla yaşıt olduğu ileri sürülmekle birlikte bu iddia o dönem pek kabul görmeyen, ancak 2000li yıllarda geliştirilmiş yöntemlerle yapılan analizlerle “dünyanın en eskisi” olduğu kanıtlan kılıçlar Malatya Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Prof. Frangipane “Milattan Önce 3200-3300 yıllarda çok gelişmiş bir teknolojiye rastlıyoruz. Bakır ve arsenik kullanılmış ama kalay yok. Henüz kalay kullanmaya başlamamışlar. Arsenik, kalayın gördüğü işi görüyor ve kılıçların sertleşmesini sağlıyor. Kılıcın üst tarafında yer alan gümüş süsleme çok sofistike bir şey. Arslantepe’de bulunan kılıçlardan sonra en eski kılıçlar Alacahöyük’te bulundu. Oradaki kılıç ise Milattan Önce 2400’e tarihleniyor; yani Arslantepe’deki kılıçlarla arasında neredeyse bin yıl fark var. Dolayısıyla dünyanın en eski kılıçlarını bulduk. Başka bir yerde olabilir ama daha bulamadık. Bu nedenle şimdiye kadar bilinen en eski kılıç Arslantepe’de bulunan kılıçlar” dedi. Arslantepe Kazı Heyetince hazırlanan tanıtım içerikli bir yayında ise şu bilgiler yer alıyor: “Arslantepe’de metal eserler saray döneminde olağanüstü bir gelişme gösterdi. Aynı zamanda, bu dönemdeki Mezopotamya merkezlerinde metal talebinde bir artış meydana geldi. Seçkin bir buluntu grubunu oluşturan bu yeni nesneler, farklı metallerden yapılıyordu (bakır, kurşun, gümüş ve bunların alaşımları). Bunların arasında 12 mızrak ve 9 kılıç özellikle dikkati çeker. Arsenikli bakırdan yapılan bu objeler, bir grup olarak, saray odalarından birinin içinde, belki bir kemer tokası olabilecek, üzerinde dörtlü spiral motifi bulunan bir levha ile birlikte tespit edildi.

İzlemek için tıklayın https://www.youtube.com/watch?v=dVzB2qfFdLs&t=339s

Aslında silahlar, temsili ya da törensel bir özelliğe sahip olduğunu düşündüren biçimde yapının duvarına asılıydı. Günümüzde, sözü edilen bu yapının kuzey kısmı kısmen tahrip edilmiştir. Mızrak uçları bir sonraki dönem olan III. binyılda yaygınlaşacak olan mızrakların öncüsüydü. Kılıçlar ise kesinlikle silah kullanımının ilk örneğini oluşturmaktaydılar. Bundan sonraki yaklaşık bin yıllık süreyi kapsayacak zaman dilimine tarihlenen başka bir yerleşim yerinde böyle buluntular tespit edilmedi. Bu kılıçların üçünün kabzası gümüş kakmalıdır; bir örnekte ise kazı bezeme ile yapılmış motifler bulunmaktadır. Kılıç ve mızrak formlarının bileşimi, askeri aletlerin gelişmekte olduğunu ve savaşmak için gerekli yeni silahların tasarımına başlandığını gösteriyordu. Siyasi iktidar, doğasını değiştirmeye ve isteklerini yerine getirmeye başlıyordu”.

 

İzlemek için tıklayın https://www.youtube.com/watch?v=dVzB2qfFdLs&t=339s

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.